Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

2247 syf.
9/10 puan verdi
Bir klasik
Uzun, yorucu ve pek zahmetli, bizzat tarih gibi. Bu eser Türk tarihini Kadim Çin İmparatorluğu dönemindeki yazıtlardan tutun Arap ve Pers müverrihlerinden alınan eserler ile bir bütün haline getirilip 18. yy.da basılmış, Cumhuriyetimizin başlarında Hüseyin Cahit tarafından Osmanlıca'ya çevrilmiş Erol Kılınç sayesinde günümüz Türkçesi ile bizlerle buluşmaktadır. Türk sözcüğünün çıktığı ilk kayıtdan başlayarak mitolojisini ayrı gerçeğini ayrı bir şekilde bizlere sunmakta ve eser ilk bahis olarak Büyük Tataristan'ın durumu hakkında coğrafi tafsilat ve o dönemin ülkelerini, sınırlarını, kültürlerini, hatta genelleme yaparak ülkenin özelinde milletlerin görünümlerini, inançlarını, örf ve adetlerini görüyoruz. Eserde konu edilen her bir millet içinde bu kavramlara bilindiği müddetçe yer verilmekte. Fakat şuna şahit oluyoruz ki isimler, farklı dillere mensup tarihçilerin sonucu bozukluk gösteriyor. Bu durum çevirmen veya yayıncı notları ile bizlere doğrusunu ya da mantıken doğrusu bu olmalı diye aktarılmaktadır. Ayrıca eserin tamamı doğru bilgiler içermemektedir bu gayet doğal diye düşünüyorum keza basım tarihi ile günümüz arasında uçurumdan fazlası var. Bunlardan en aşikârı Moğol'u Türk gibi addedmesi ki bu yazarın kendi görüşüdür. Diğer yanlış aktarılan yahut eksik kalan bilgileri eser içerinde görebilirsiniz. En nihayetinde bu eser bir temel içermekte üstünü günümüzün müverrihlerinden çok daha sağlıklı bilgiler ile doldurabilirsiniz. Eserin bizlere sunduğu Türk tarihi vaadi Osmanlı döneminden pek az bahsediyor iki üç sayfa var yok fakat Selçuklu ve Timur hakkında çok detaylı bilgilere ulaşabiliyoruz bunun yanısıra Çin hakkında da uzun sayfalar içerisinde kaybolabilirsiniz. Bazense bir sayfada kaç tane hükümdar değişti diye kafanız dağılabilir kitaptan kopabilirsiniz, sakin olun, ara verin sonra devam edin. Çünkü eser içerisinde bahsi geçen savaşlarda nasıl katliamlar olduğunu vahşetin büyüklüğünü gördüğünüzde dünyanın çivisi çıkmış klişesinin aslında boş bir cümle olduğunu göreceksiniz bir ülkenin dünya üzerinden silinmesini, kellerlerden yapılan kuleleri, açlıktan ölenleri, ölmemek için ölmüş insanların etini yiyenleri, entrikaları, ihanetleri, imkansızı başaranları okuyacaksınız. Son olarak kitabın son ciltinde son 300 sayfaya yakın kısmı ülkeler ve ülkelerin hükümdarlarını kronolojik olarak bizlere sunmakta muhtemelen sadece tarihi meslek olarak icra edenlerin alâkadar olacağı bir kısım genel okura pek çekici geleceğini düşünmüyorum. Umarım azminiz başlamaya sabrınız bitirmeye yeterli gelir.
·
1 artı 1'leme
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.