Hamdi Akyol Kurt Gölgesi Herkese Merhaba Bugün sizlere Kurt Gölgesi kitabını yorumlayacağım. Kitap üç seriden oluşuyor. Kurt Gölgesi kitabı serinin birinci kitabıdır. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılmıştır. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılan kitaplar okumayı seviyorum bu kitapta beni çok etkiledi. 1968 yılının soğuk kış günlerinde Bulgaristan’ın gizli askeri tesisleri belirleyip fotoğraflarını çekmesi için Rüstemi görevlendirirler. Görevine çok önem veriyor ona güvenen insanları bu tehlikeli görevi teslim edenlerin yüzünü kara çıkarmamalıyım diye düşünüyor her şeyi denildiği gibi yapmak için çabalıyor. Rüstem bulunduğu yerde Bulgaristan Kolhoz’da ziraat teknisyeni olarak çalışıyor. Toprak, tarım , böcek gibi şeylere bakıyordu bu da görevlerinden biriydi. Tarih ile harmanlanmış bir Türk casusunun görevini yerine getirmeye çalışırken ki yaşadığı zorlu süreci neler olduğunu okuyup bunlara şahit olacaksınız. Kitapta sadece casusluk savaşını değil, kitapta ki karakterlerin bulundukları noktaya nasıl geldikleri ve geçmiş hikayelerini okuyoruz bazen olaylar sırasında içinden çıkılmaz hale geliyor, bazen çözülüyor bazen çözülmüyor . Kitabın her bölümünü merak edip heyecanla okudum. Bu türde kitaplar okumayı sevenler için okumanızı tavsiye ederim. Alıntılar; Türkiye’ye nelerle gitmişsem, dönüşte aynı eşyalarla dönmüştüm. Dönüşümdeki tek istisna , beraberimde getirdiğim kitaplardı. Derdimizi seveceğiz be Stefan! Zorluksa zorluk.Böyle takdir edildiyse bize eyvallah demek düşer!” ”Casusluk ,masum insanların oynayacağı bir oyun değildir.Ellerin kirlenmeden, çömlek yapamazsın , unutma!…” ”Asla yalan söyleme… Söyleyeceğin her şeyi ispat etmen gerekebilir. Söyleyeceğin yalanlar, ispat edebileceğin şeyler olmalı.”

Kurt GölgesiHamdi Akyol · Kapı Yayınları · 202155 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rümeysa Özdemir