İyi ki bitmiş Muazzez; itikadımı sağlamlaştırdın. Her gün adım adım isyana sürüklendim, annemden sıkı bir tokat yedim Muazzez, “Çarpılırsın tövbe de” diye sarıldı geçirdikten hemen sonra. Çarpıldım zaten anne, daha nasıl çarpılayım diye ağladım dizlerinde.
“Tövbe de” dedi, “vardır bunda da bir hayır...” Beni terk edişini, hayırlara vesile kılmak için didiniyorum epeydir Muazzez. Yağmur duasına çıkanlar gibi senin duana çıkıyorum her sabah. Oldukça sakin, oldukça temkinli, oldukça nazik başlıyorum, iyi halden kazanırım diye tekmil hazırlanıyorum. Diyorum; “Muazzez’i bir zaman hayatıma dahil ettiğin için teşekkürler Allah’ım, onu benden almanı da saygıyla karşılıyorum, tabii her şey bizim için, lütfûn da hoş kahrın da, tamam ama yine de Muazzez’i geri veremez misin?”
Annem, “Bak gör, daha iyisini nasip edecek Allah sana” diyor ama ben daha iyisini istemiyorum Muazzez.
Daha iyisi de Nobel’i alanın olsun.