Şimdi sen, mademki bu tarihin çocuğusun; eski zafer ve şeref asırlarının bugünkü evladısın!..
Atalarının sana miras bıraktığı her güzel şeyi seveceksin!..
Bu dili seveceksin!.. Hem de her haliyle seveceksin!..
Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, ikincisi Türkçe'dir.
Onu, olur olmaz kaprislerle yıkamazsın!
Seni yıkmak için önce onu yıkmanın lüzumuna inanan düşmanlarının yardımcısı olamazsın!..
Bu dili seveceksin!.. Hem de her haliyle sevecek ve koruyacaksın!..
Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci'nin bir sözü sayesinde kurtuldum: "Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" demiş Fethi Naci.
Dönmek için dönüşünü bekleyecek biri gerekliydi insana, bir canlı, bir kedi bile olabilirdi, bir kanarya ya da hoş geldin diyecek bir muhabbet kuşu.
Onun yoktu.
Palindrom.
Ey edip adanada pide ye.
Tersten okunduğunda da aynı, palindrom deniyordu buna.
Ama yazarken palindrom değil. Adanada'da kesme işareti var çünkü.
Sahtekar, dolandırıcı, hırsız için ne çok kelime bulmuştu Hulki Aktunç.
Burası hırsızların ülkesiydi demek ki. Hırsızlık için bu kadar çok kelime varsa konuştukları dil de hırsızların diliydi. Malumatfuruş nick'li blogger kendisinin de hırsız olduğunun farkında değil miydi?
Tüketim karşıtı bir blogda insan alışveriş yapan hayvandır diye bir cümle okumuştu. Öfkeli aynı zamanda esprili bir blogdu, insan sürekli bir şeyler satın alarak ekonomi denen lanet çarkın doğmasına neden olmuş hayvan oğlu hayvandır diyordu.
Doğada ekonomi diye bir şey yok.
Dünyada doğal ekmek çılgınlığı yaşanıyordu ama zenginler arasında yaşanıyordu, yoksullar ekmeğin doğal olup olmadığına bakabilecek durumda değildiler, onlar doğaya bile aldırmaksızın yaşamaya çalışıyorlardı, hatta sadece hayatta kalmaya.
Pek çok ilginç şey öğreniyordu.
Güney Kore'de erkeklerin de makyaj yapması çok doğal bulunuyordu mesela.
Eskimolar kendilerine İnuit denmesini istiyorlardı.
İzlandalılar kuzu kellesi yemeyi çok seviyorlardı.
Papua Yeni Gine'de sekiz yüzden fazla yerel dil konuşuluyordu. Biraz şüpheli buldu bunu.
Japonya'da otomatlardan yumurta, tuvalet kağıdı, pirinç gibi şeyler alınabiliyordu.
Kuzey ışıklarının en iyi izlenebildiği yer Finlandiya' nın Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan Rovaniemi şehriydi ve İstanbul'dan uçuş dört saat kırk dakika sürüyordu.
Tayland'ın eski adı Siyam,
Myanmar'ın Burma, Kongo'nun Zaire, Etiyopya'nın Habeşistan'dı. Bir zamanlar Yunanistan'a Hellas, İran'a Persiya, Irak'a Mezopotamya, Sri Lanka'ya da Seylan deniyordu.
Panama Kanalı Büyük Okyanus'u Atlas Okyanusu'na,
Süveyş Kanalı Akdeniz'i Kızıldeniz'e,
Don-idil Kanalı Hazar Denizi'ni Karadeniz'e,
Korint Kanalı Ege Denizi'ni Adriyatik Denizi'ne bağlıyordu.
Ne güzel denizlerdi bunlar.
Dünya ne büyüktü.