Gönderi

"Alayna." Her zaman olduğu gibi ismim dudaklarından döküldüğünde, alevler içinde yanmaya başlıyordum ve aramızdaki mesafe isteği- mi, duyduğum acıyı arttırıyordu. "Sana ihtiyacım var, Hudson. Bana dokunmana ve beni za- mana uyumlamana ihtiyacım var. Uzun süredir uyumlanamıyo-rum ve bu çok acı veriyor. Sanki bir parçam kayıp gibi hissedi- yorum." Dudaklarında zayıf bir gülümseme belirdi. "O halde anlıyor- sun." "Anlıyorum." Sonunda aramızdaki fiziksel bağlantının ya- şamsal olduğunu anlıyordum. Bu bağlantı bizi yaklaştıran, bizi kelimeleri, davranışları anlamsızlaştıracak kadar derin bir sevi- yede birleştiriyordu. Elini uzattı ama dokunmadan önce indirdi ve "Biz... Tamam mıyız?" "Eğer sormak istediğin buysa, vazgeçmiyorum. Sensiz tū- müyle kayboluyorum. Bul beni, Hudson." "Zaten buldum." Ardından birbirimizin kollarındaydık, dudaklarımız umut, sevgi ve tuzlu gözyaşları arasında birleşiyordu. Sırtımda dola- şan elleri vücudumu adeta ateşlere atıyordu. Beni rahatlatacak tek şey bluzumu çıkarmak ve tenlerimizin birbirine değmesini sağlamaktı. Hudson, bu isteğimi fark etti ya da belki kendi isteği olduğu için ellerini düğmelerime götürdü. Aynı anda benim ellerim de onun düğmelerini çözüyordu. Öpüşmekten bir an bile vazgeç-meden üstümüzdekileri ardından sutyenimi çıkardık. Sonra būyük bir manyetizma ile dudaklarının göğüslerimdeki yolculuğu başladı. İkisini birden kavrıyor, burnunu sürtüyor ve yaladıktan sonra göğüs ucuma yöneliyordu. Uzun süren dakikalar boyunca ben kıvranmaya ve nefes alamaz hale gelene kadar emmeye ve mücadele etmeye devam etti. Diğer göğsümün ucuna geçtiğinde neredeyse en yüksek seviyeye ulaşmış durumdaydım.
Sayfa 342
·
1 artı 1'leme
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.