Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Ama bazı romanlar, yazarlarını ‘fazla’ tanıtırlar.
Türk Cumhuriyeti'nin 100. Yılına girdiği bu yıllarda, daha önce bir türlü okuma fırsatı bulamadığım hatta doğrusunu söylemek gerekirse okumak için bir türlü cesaret edemediğim Halide Edip'i, ordudaki onbaşı meydanlardaki ateşli o konuşmacıyı sonunda cesaretimi toplayıp biraz da dış etkilerden dolayı okumaya karar verdim. Çünkü bu yüzüncü yıla, kurtuluş savaşının ilk romanını okumayı yakıştırdım. Sanırım handan, sinekli bakkal biraz daha bireysel konuları işlerken bu kitabıyla toplumsal konulara yönelmiş kendisi. Halide edip'i tarihten de bilirim. Önceden İngiliz mandası için çırpınan bu kadının kurtuluş savaşı günlerini bizzat yaşayıp bu kadar iyi tasvir edebileceği aklımın ucundan geçmezdi. Kurtuluş savaşını konu alan pek çok kitap elbette var. Ama Halide Edip güçlü kurgusuyla aralarından sıyrılmış diyebilirim. Önce, Yakup Kadri’ye yazdığı mektupla başlıyor kitap. Bence bunu kitabın başına koymaları çok iyi olmuş. Acaba bugün Yakup Kadri de ateşten gömlek adlı bir kitaba sahip olsaydı ne olurdu? Diye düşündüm. Kitaplığımda iki tane ateşten gömlek kitabı, iki ayrı kalemden... Sanırım Yakup Kadri daha sonra bu isim yerine başka bir isimle yine o kurgusunu yayınlamıştır. Her neyse. Anlamını bilemediğim pek çok kelime okuma hızımı düşürdü. Yine kimin ölüp kimin kalacağını baştan bilerek okudum kitabı. Yine de benim için engel teşkil etmediler. Nasıl olduysa sonunu merak ede ede okudum. İhsan ve Ayşe'nin sonunu o kadar merak ediyordum ki... Sonları başından belli olmasına rağmen merak ediyordum. Bu da Halide Edip'in ustalığı işte. Kim sonu başından belli olan bir hikâyeyi merak eder? Fakat okurken tam olarak bir türlü kafamda bir şeyler oturmuyordu. Belki benim cahilliğim, bilgi eksikliğimden kaynaklıydı bu durum ama peyami'nin sürekli kendi kendine konuşmasından bunaldığım yerler oldu. Anadolu insanı hakkında derler ki Vatan için her şeylerini ortaya koyarlar fakat ödüllendirilmek istendiklerinde en arka sıraya geçerler. Bu mütevazı insanların milli mücadele zamanlarını okuduktan sonra bundan emin oldum. Anadolu insanı, vatanları için ölüme düğün diye koşuyorlardı. Uzun lafın kısası başarılı bir kitaptı. Aşk ön planda değildi ki olması beklenemezdi. Yine de vatan aşkı ön plana atılmıştı. Olaylar birbiri içine iyice sindirilmiş, okuyan kişi kopukluklar yaşamazdı bence. Bir yerde Yahya Kemal'e bir gönderme yapmıştı Halide edip o da çok hoşuma gitmişti. “Şimşek gibi bir semte atıldık yedi Koldan, Şimşek gibi Türk atlarıyım geçtiği yoldan” s.164
Ateşten Gömlek
Ateşten Gömlek
Ve beni kitap boyunca en etkileyen o satırlar da şunlardı: “Kendi ölümüne telâşsız gözlerle bakan İhsan, hainle­ri gözünü kırpmadan öldüren İhsan, yatağımın üstünden başını ellerinin içine aldı, birdenbire bir çocuk gibi ağladı.” s.138
Ateşten Gömlek
Ateşten Gömlek
Kurtuluş savaşını orduda onbaşı olarak bizzat gören yazarın bu kitabı mutlaka okunmalı,okutturulmalıdır. Nitekim o gördüğü zor manzaraları müthiş bir kurguya çevirmesi bile tek başına bu kitabı okumak için yeterli bir sebeptir.
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,4bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.