Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Göçmüş Kediler Bahçesi; hayata, varoluşa, insana dair anekdotlar ve sorularla bezeli bir eser. Hissettiren, düşündüren, sorular sorduran, felsefi derinliğe sahip masalcıklarla paralel işlenen bir hikayeyi de içeren bu anlatı; deniz betimlemeleriyle de dikkat çekiyor. Eser; kumsalı, denizi, hatta denizin derinliklerini okurun gözleri önüne sermekle kalmayıp, kokusunu bile genizlere taşıyan duru bir anlatıma sahip. Bunların yanı sıra, anlatının içinde kullanılan bazı kelimeler, okuyanın lezzet belleğinde kesif bir tat bırakıyor. Haddim olmayarak soruyorum(ama bir okur olarak hakkım var sormaya): "Us" yerine "akıl", "erek" yerine "amaç" kelimelerini kullanmak anlatımı daha duru, daha akıcı hale getirmez miydi? Bizlerin, halkın benimsediği ve kullandığı kelimeler dururken, bir ideolojinin dayattığı kelimelerde diretmek neden? Edebiyatı kendisi için yapanlara ve kendisi için yazanlara bir itirazım yok. Fakat anlatımı böylesi güzel bir eserin içinde kullanılan bazı ifadeler ireti duruyor ve akla şu soruyu getiriyor: Türkçe, her şeyden önce halkının yarattığı, yeşerttiği ve yaşattığı bir dil değil mi?
Göçmüş Kediler Bahçesi
Göçmüş Kediler BahçesiBilge Karasu · Metis Yayınları · 20171,180 okunma
·
138 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.