Gençliğin o her şeyi araştırma arzusuyla karışık ateşi, bilmek ve anlamak ihtiyacı, yeni bir çevre keşfedildiği zaman duyulan kuvvetli ümit, o kayıtsız ve sınırsız sevme kabiliyeti, güzelliğin mutlaka iyiliğe ve zekaya bağlı olduğuna dair duyulan güven, muhakemenin kesinliğine kuvvetle inanma... Bütün bunların elli senelik tecrübe ve hayal kırıklıklarından sonra da baki kalabilmesi mümkün müdür?
Sayfa 163