Yetişkinlikte görülen terapi sırasında çocukken yaşanılan terk edilmişliğin duyguları o kadar yoğun bir acı ve ümitsizlikle birlikte yüzeye çıkar ki, açıkça görürüz: Bu insanlar küçük bir çocukken böyle duygulara katlanamazlardı, bedenleri buna dayanamazdı. Terk edilmişliğin bu acısına dayanabilmeleri için onlara bu acıda eşlik eden, empatiyle yaklaşan bir ortamda bulunmaları gerekirdi ve böyle bir ortamda bulunmuyorlardı. Bu nedenle de bu duygulara karşı konması, bunların bilinç dışına itilerek yok sayılması gerekiyordu.