Rüyalar Anlatılmaz” diye büyütülmüş bir evde anlatılmayanın sadece rüyalar olmadığına şahitlik ediyoruz bu yolculukta. Eyüp ile tanışıyoruz hatırlamadığı rüyalarını hatırlamaya çalışırken onun yolculuğunda Pilar’ı, Müesser’i, Veysel’i, Perihan’ı, Bülent’i de tanıyoruz. Söylenmeyen sözlerin insanları nasıl da birbirinden uzağa düşürdüğünü görüyoruz. Sona geldiğimizde ise bir tokat yemiş gibi hissetmemenin elde olmadığını görüyoruz. Kitabı kapattığımda ne hissedeceğimi bilemediğim, bir süre etkisinde kalacağım güzel bir Nermin Yıldırım eseri. Diğer kitapları gibi fazlasıyla okunası