Düşündü de düşündü, düşündükçe düşündü fakat bu işten hiçbir şey anlamadı. Ne kadar düşünse aklı o kadar allak bullak oluyordu; düşünmemeye ne kadar çalışsa bir o kadar fazla düşünüyordu.
Marley'nin hayaleti canını çok sıkmıştı. Ne zaman bir karara varıp hepsinin rüya olduğunu kendine telkin etse, aklı bırakılan sert bir yay gibi tekrar başa dönüp aynı soruyu soruyordu: "Rüya mıydı, değil miydi?