Kavrayış gücünün kavramlarının hizmetine koşmak demek onun kavramlarına uygun mekân ve zamanı be lirlemek demektir; ve işte bunu başaramamaktadır: Hayal gücü kendi sınırında tıkanıp kalmıştır —muazzam okyanus, sonsuz gökler, bütün bunlar onu altüst eder; kendi kudretsizliğini keşfeder, kekelemeye başlar. Ve sentezin, yani estetik kavrayışın yeraltı, yani zemini parçalayan yüce de zaten o anda keşfedil miştir Ama merak etmeyin, bir teselli de yok değildir; hayal gü cü kendini kudretsiz hissettiği anda artık kavrayış gücünün hiz metine koşamayacaktır, ama belki çok daha güzel bir yetimizin olduğunu hissettirecektir bize —bir tür sonsuzluk yetisi gibi... Öyle ki, hayal gücümüz hastalanmışken —biz de onunla birlikte acı duymaktayız, çünkü gücünü kaybetmiştir— tam o anda içi mizde yeni bir yeti uyanır —duyularüstü yetisi.