Hem görevinin başında iken inanılmaz bir saflık,gaflet ve delaletle,ülkenin yararına olmayacağı kesin kararlar al, uygulamaya geçir;hemde sonra, işler arapsaçına dönünce vah biz ne yapmışız diye dövünerek, hiç bir şey olmamış gibi, ulusun kaderinde söz söylemek hakkına sahip ol, yok böyle bir şey
Demokrasinin gerçekten işlediği uygar bir ülkede kaç bakanı, kaç başbakanı yüksek mahkemelerde, yüce Divanlara götürürdü bilimisiniz?
Ama bizimkiler pişkin,Türkün aklı sonradan gelir deyip işin içinden çıkıyorlar, ama öyle mi?Türklerin arasında daha o zamandan onları uyaran olmuşluydu olmamışdıydı?