Daha en başında, bir dâhinin her şeyin sonunda girişeceği işe kalkışmıştım. Son sözü baştan söylemek istemiştim. Saçma ve acıklıydı. Büyük bir hezimetti, fakat omurgama demir, kanıma sülfür kattı. Başarısızlığın ne olduğunu anladım en azından. Büyük bir işe kalkışmanın ne olduğunu anladım. Bugün, o kitabı hangi koşullarda yazdığımı, biçimlendirmeye çalıştığım malzemenin büyüklüğünü düşününce kendi sırtımı sıvazlıyor, kendime en yüksek notu veriyorum.