Gerçeği efsâneden ayırmak pek sık rastlanan bir olgu değildir, Napoleon çelişkiler ve tuhaf paradokslar içinde yaşayan biriydi: Sezar ya da. Büyük İskender maskesi takmış modern bir romantik; hızlı karar veren bir eylem adamı, aynı zamanda dünyâyı ele geçirmek gibi hayâlleri olan bir şair; üstün yetenekli politik gerçekçi ama büyük oynayan bir macaraperest; emperyal ilişkilerinden böbürlenen ve yeni bir hanedanlık kurma peşinde olan imtiyaz düşmanı biri; Fransa’nın selameti için olduğu kadar Bonaparte ailesinin yuvasını da inşâ etmeye çalışan dâhi bir örgütçü ve devlet adamı; fikirlere güvenmeyen, aydınlara ve “sistemlere” karşı nefret duyan, Aydınlanma’nın ürünü biri; bilgiye karşı büyük bir açlığı ve kabiliyeti olan net bir zekâ ama bunun yanında serbest kalmasına yardımcı olduğu güçlere karşı vurdumduymaz.