yağdırsaydın bir yağmur yaldızlı gözlerinden
şu bir ağacı bile çok gördüğün kuraklığıma
salsaydın diri kuşlarını seması kara katran olmuş bulutlarıma
belki kardan beyaz tüylerim boyanmazdı karanlığa
içimde bağırttığım yalnızlık türkülerinin yankısı
biliyorum, senin denizinde yalnızca yanan bir geminin suya alevli bir yansısı
yanıltan, yıldıran ve yanık bırakan bu zamanda
takvimden akıp gidenlere miydi kinim bilmem
dağlara vurdum kederimi de ahımı da
kayalıklarımın iniltisi kavruk yüreğimde yük dolu bir kervan
bağım perişan bahçîvanım perişan
bundandır ki
ne leylanın ne şirinin olurum mûmuna pervanegân
toprağımdaki balçığa idi bunca haykırış bunca isyan
lakin
bu ruh soyunmuş artık korkularından
bir baharı karşılamakta
el,
pençe,
divan.
🕯️ebrar