Gönderi

Oğuz Şahin yorumladı.
arapça konuşan türk görünce yüzüne şamarı yapıştırmak istiyorum. kifayetsiz türkçe neyine yetmiyor, aklına fazla mı geldi? kabın mı küçük? dindar olmayı arap olmak sananları görünce büyük bir öfke kaplıyor. acaba bu kapsızları nasıl eğitebiliriz?
·7 alıntı·
5,8bin görüntüleme
Oğuz Şahin okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
Türk Dil Kurumu büyük sözlükteki k ve m harfi ile başlayanlar ciddi oranda arapça kelimelerden müteşekkildir. Öztürkçe kelimeler aklıma geliyor. amma uzun amma uzun derken amazon, aga uguagura gugura derken ankara.. Türk Dili Gazetesi 1934-11-18 sayfa 4: Yazgan-muharrir, irkek-derece, barım-mal, dulga-saye, yarlig-merhum, dönenme-inkılap, oğuz-mübarek
Oğuzhan Âsım Güneş okurunun profil resmi
Ben de birkaç saat önce tam olarak bunu düşünüyordum. Bazı arkadaşlarımız “Arapça konuşmak” ibaresinden Arap lisanını konuşmak” anlamı çıkarmış olsa da ben aksini düşünüyorum. Evet bazı kesim gerçek anlamda işin suyunu çıkarıyor. Ağdalı konuşacağım derken yürüyen Fuzuli Divanı gibi konuşuyor. Bir tutam kibir seziyorum bunda. Aynı hatadan dönmeye çalışan biri olarak ifade ediyorum bunları. Halbuki Cemil Meriç’in de dediği gibi; kişinin ilk önce kendi dilini bilmesi gerekir. İlim ve edebiyat diliyle günlük konuşma dilini ayırmalıyız. Nitekim konuşmak, karşılıklı anlam devşirmektir. Bazıları konuşurken ben; “ne anlatıyon be abi gözünü seveyim be abla” oluyorum.
M Derviş okurunun profil resmi
Bir zamanlar Kürtçe konuşanlara böyle bir sözel ve fiziksel şiddet vardı.. Herhangi bir dile dönük bu yaklaşımın akıl, mantıkla ve insanlıkla herhangi bir alakası yok.. Ben Türküm ve Fransızca konuşuyorum.. Ben Türküm Farsça konuşuyorum. Ben Türküm ve İbranice konuşuyorum velev ki.. Bu seni ne diye rahatsız ediyor? Dille ilgili rahatsızlık hissedilecek tek bir durum vardır. Bir grubun parçasısındır ve iki kişi orada senin bilmediğin bir dille konuşuyordur. Grup içindeki bu yanlış iletişim rahatsızlık oluşturabilir. Onun haricindeki dille ilgili tepkilerin tamamı problem barındırmaktadır ve bu kişilerin tedaviye ihtiyaçları vardır..
Muhammed Çakmak okurunun profil resmi
Evet herkes öncelikle kendi dilini öğrenmeli, geliştirmeli. İnsanın kendi dilini iyi bilmemesi büyük bir ayıptır. Burda Türkçe'den bahsederken, imlâ ve yazım kurallarına uygun riayet etseydiniz ve hırçın bir üslup kullanmasaydınız samimi derdim. Dindar olmakla Araplaşma konusunda hak veriyorum, böyle yanlış bir kanı var. Kişi Arapça da konuşabilir ve aynı zamanda kendi dilini de iyi bir şekilde öğrenip konuşabilir. Şamar atarak, bir dile nefret kusarak bir şeyleri savunmak ilkellik...
Tâhir okurunun profil resmi
Arapça konuşan Türk saygı duyulacak insandır . Böyle aptal bir eğitim sistemi içinde yabancı dil öğrenmeyi başardığı için.
Yakuphan okurunun profil resmi
dindar olmayı araplaşmak sanıp, arabî davranan ile gelişmeyi batılılaşmak sanıp gavur vari davranan aynıdır. bu ileti neden bu kadar linçlendi anlaması güç. sanırım eleştirmek yerine linç etmek daha kolay geldi. bu ileti, tartışma, muhakeme etme ve soru sorup anlama yetimizi kaybettiğimizin de bu formuyla bir kez daha göstermiş oldu. şeytan taşlar gibi ‘taşlama’ yapıp bir yere varılamaz, ki bir fikre karşı yığınca bir itiraz varsa orada karşı çıkan düşünce de ehemmiyetini yitirmiş demektir. söz batar, gün doğar… sahip çıkalım dedeye ve kendimize…
Burak okurunun profil resmi
Konuşmak: arapçadan türetilmiştir. Görmek: arapçadan türetilmiştir. Kifayet: Kökeni arapça Yetmek: arapçadan türetilmiştir. Akıl: Kökeni arapça Fazla: Kökeni arapça Dindar: Din kökeni arapça Dar kökeni Farsça Acaba: Kökeni arapça yukarıda belirtmiş olduğum kelimeler ya türetilmiş Arapçadan yada direkt kelime olarak dilimize geçmiş. Şimdi senin baktığın açı ile ifade ettiğini tekrar yazacak olursak şöyle bir cümle ortaya çıkıyor: "Arapça Türk yüzüne şamarı yapıştırmak istiyorum. Türkçe neyine, mı geldi? Kabın mı küçük? Olmayı Arap sananları büyük bir öfke patlıyor. Bu çapsızları nasıl eğitebiliriz? Arapça kelimeleri çıkarınca meramını dahi ifade edemedin. Sizin atalarınız da bu pencereden olaylara baktı ve altını çizerek ifade ediyorum *dil katliamını* gerçekleştirdiler. Dilin ne olduğunu idrak etmek icap eder. Bu cihetle bir tanımlama getirip, umarım bir daha aynı hataya düşmezsin demekten başka bir sözüm yok. Dil: Canlıdır İnsan: Sosyal bir canlıdır. Seyahat eder, ticaret yapar, evlenir vb. Bu tip etkileşimler de insanların birbirinden etkilenmesini sağlar. Bu bazen bireyler halinde olurken bazen toplumsal olarak gerçekleşir. Nasıl ki aileler birbiri ile etkileşimde bulunduğunda birbirlerine bir şeyleri katar, toplumlarda birbiri ile etkileşime geçtiğinde aralarında bir alışveriş ve bir bağ oluşur. İslam: İslam'ı da buraya koymamın sebebi Osman'lı (Türkiye) özelinde malum olduğu üzere Türkler İslamiyet'i seçtiler. İslamiyet'in yalnızca Allah ile kul arasında manen bir ilişki ile sınırlı olmadığını, yeryüzünün halifesi ve imarı gibi vasıfların da İslamiyet'in içerisinde olduğunu iyi bildikleri için merkezleri İslam oldu. Böylelikle İslam dünyası ile artan etkileşimleri de diline zenginlik kattı. Çok kuvvetli bir dilleri vardı, bu etkileşimle beraber Arapça, Farsça vb. diller ile de tanış olarak dini zenginliğini, kültürel zenginliğini artırdılar. Sonra birileri çıktı biz *dil katliamı* yapacağız dediler. Çünkü arada oluşan bağı kopartmak sözüm ona muasır medeniyet seviyesine ulaşabilmek adına "Batılılaşma" kavramına sığındılar. Mesele uzun. Umarım açıklayıcı olmuştur.
İ okurunun profil resmi
Kerahat vakti uyumamaya gayret edelim inşallah
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Gece 3 te uyuup öğle 3 te uyanmaktan benim zeka seviyesi buralara evrildi
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.