Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Onyedinci asrın İngiliz filozoflarından Hobbes ve onsekizinci asırda Jean-Jacques Rousseau, cemiyetin sözleşme (mukavele) ile kurulduğunu ileri sürdüler. Hobbes'a göre ilk insanlar, aralarında sürekli olan ve aynı şeyi iki kişinin elde etmek istemesinden doğan harbe nihayet vermek için sözleşme yaptılar ve cemiyet kurdular. Rousseau'ya göre, insan zekasının kendiliğinden inkişafı, insanları birlikte çalışmaya sürükledi; aralarında sözleşme yaparak tabiat halinden cemiyet haline geçtiler. Tabiat halinde saf kalpli, mesut ve samimi olan insan, cemiyet hayatında hem saadetini, hem de faziletini kaybetti. Cemiyet ferdi çürüttü, hürriyetini öldürdü, onu zincirledi. İnsanın tabiat halindeki dostluk ve merhamet duygularına karşılık, cemiyette harp ve huzursuzluk doğdu. Alicenaplık yerini hile ve hasetlere bıraktı. Rousseau'ya göre, cemiyet hayatında bedbaht olan insan için yalnız bir kurtuluş yolu vardır, o da yeniden tabiata dönmektir.
·
53 görüntüleme
Semire okurunun profil resmi
Eskiden, cemiyet kurmadan önce insanların dağınık halde yaşadıkları zannediliyordu. Jean-jacques Rousseau ilk insanların sürü (horde) halinde yaşadıklarını kabul etmektedir. Sosyoloji mektebi, insanın hiçbir zaman yalnız yaşamadığı, fertlerin ayrı ayrı yaşadıkları düşüncesinin ilmi bir araştırmaya bağlanmadığı, bilakis ilkel devirden beri insanların cemiyet halinde yaşadıkları hakikatını ortaya koydu. Geçen asra kadar Avusturalya'nın ortasında yaşamakta olan ilkel insanlar arasında yapılan araştırmalar, ferdi yaşayışın değil, cemiyet hayatının ilkel olduğunu meydana çıkarmıştır. İlk cemiyetlere ait araştırmalardan çıkarılan bu neticeden, ferdin ruhi yapısına ait bir hakikatı elde ediyoruz: O da insanın yaradılışında cemiyet halinde yaşama (sociabilite) içgüdüsünün bulunduğudur.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.