Zihin açıcı bir konuya girizgah yapmış Çağrı hocam. Yunus Emre " bir ben vardır benden içeru " derken neyi kastediyor? Ruh mu o ben ki; görünen ben'e yön tayin eden? Yoksa görünen ben'in iradi kararları mı ruhun rengini belirleyen? Var oluşcu bir bakış ile mi bakacağız hayata yoksa kaderci bir belirleyişle mi? Şu sıralar kayışı kopartmadan esnetme çabalarındayım ki biraz daha hareket serbesiyetim olsun. Ben'i tanımak mı? Tanımlamak mı? Bunu bir bilebilsem. Galiba ben"i bilmek için önce O'nu bilmek gerekiyor. Ben kendimi değil kendim olmayı özledim. Zira o fütursuz, kaygısız kendi varlığına sahip çıkış taaa çocuklukta kaldı ve şimdi o yılları özlemeye nostalji diyoruz. Henüz hiç bir etiketimiz olmadığı yıllar. Şimdi ise çoğunlukla sömürüye dayalı beklenti kaynağından başka bir şey değilmişim gibi hissediyorum. Nostalji hatırlayarak, geçmişe sığınarak bir teselli bulmak ise gelecekte ise unutarak tüm kötü hisleri kendimden vazgeçerek kendim olmayı umuyorum. Buna gücü yetecek olan Allah' tan başka hiç kimseden de ne bir beklentim var ne de bir minnet borcum. Galiba biraz dağınık bir yazı oldu ama şimdilerde ben kendim bizzat dağınığım zaten. Selamlar, iyi geceler..