Gönderi

Eğer yetenek denirse buna, bir kımıltıyı daha başlamadan hisseder, kimsenin duymadığı, henüz ağızdan çıkmamış sesleri duyardı. Yalnız kaldığındaki sessizliği nasıl sevmesin böyle bir çocuk? Radarlarını içine çevirmese daha bir uçacak sevinçten bu kısacık anlarda. Her yer çok kalabalık. İnsanlar çok sesli. Yüzler çok konuşkan. Bütün sesleri duyan, bütün yüzleri okuyan çocuk çok yorgun. Bu bombardımandan kaçmak için etrafındakilerin hür- met edeceği bir yalnızlık bulabilme çabasıyla sarıldı kitaplara. Okumak hürmet edilecek bir eylemdi. Böylelikle kaçışı sorgulanmaz, kolundan tutulup olayların ortasına çekilmez, "Bırakın okusun." denirdi. Üstelik okurken yüzler gözetlenmez, biraz gayret edince sesler de duyulmazdı.
Sayfa 13
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.