Saatler seninle aynı yaşta bugün
İnanmaya geç kaldığım bir resimde
Duvarda asılı kalmış gülüşün
Ardından yıkık şehirler, viraneler bırakan
Olağanüstü bir yenilme vaktiydi çerçevede düşün
Sen bir cümleydin dudaktan çıkan
Kalbimde ihtilal yaratan,
Bir cümleydin fırtınalar kopartan
Bir cümle kitabın ortasından kuşlar uçurtan
İnsanlarla dolu yalnızlıkları unutturan bir cümle.
Saatler ayaz dı, durgun bir şubattı
Siyah, kıvırcık saçtı yelkovan
Sen telaşlı ürkek yağmurun kızı,
Sen nerde yağmur yağsa ıslanan umudun kitabı
Sen hüzün gelecek, kaygı
Sen tüm aklımın intiharı..
Sen son cümlelerinde karşıma çıkmış bir romanın can çekişen kahramanı
En büyük mutluluğun herşeyden kaçmakken
Sana bakmak öyle kolay değildi
Seni sevmek öyle kolay değildi aynı hikayeye yara olurken
Hayat nerde tomurcuklansa ben çiçek açtım sende
Seninle gezmediğim bir sokağın başı
Zamansız yanan bir sokaklambası keşfedilmemiş aydınlık bir ışık mevsimi
Bazende bir portakal bahçesi
Pencereler açtırdın kalbimin harabelerinde
Kaldırımlarının yepyeni bir dünyaya açıldığı korkuluksuz, apansız pencereler
Önünde oturup her şeyi unutturan ,
Çocukluğumun renkli uçurtmalarını uçurtan pencereler
Darlanan bir yağmur bulutuydun
Beraber gitmediğimiz bir yolculukta
Cam kenarı burukluğu vardı gözlerinde
Kaçak bir anı gibiydin aklımda fikrimde tüm benliğimde
Dört duvarın vardı, aşılması çok güç..
Ve içmediğim sigaranın dumanı nefesimde..
Umut dolu yarınlar, hayaller, hayatlar..
Birde yüzün..
Yüzün
üzülmeye çalışmış sahipsiz,
gerçek bir cennet
Yüzün
üzülmüş gürül gürül bir hayat
Güzel bir anı, bir çocuğun gülümseyişi..
Yüzün
Sonsuz zaman
Seni sevmek öyle kolay değildi bir yaraya hikaye olurken
Seni sevmek kolay değildi
Ağzından çıkan Her cümleye mana ararken
Seni sevdim
bir haziran cennetinde
Emrah Kaplan'