Gönderi

236 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hayat, edebiyatı taklit etmiş!
"Bir kimse insan olsun ve göğsünde bir yürek bulunsun da hiçbir kimseyi sevmesin, bu olacak şey midir?" Ahmet Mithat Efendi'den akıp giden ve benim yine çok sevdiğim müthiş bir kitap. Tanzimat dönemi eserlerinde "ahlaksız kadın" tiplemelerine çokluklukla rastlanır. Ancak bunlar erkek ana karakteri baştan çıkaran, açgözlü, melûn kadınlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Sevgili Ahmet Mithat Efendi ise diyor ki; "Ya siz bu kadınlara sürekli yargısız infaz yapıyorsunuz. Kim bilir bu kadınların başlarına neler geldi?! Bu kadınlarda insan hatta bazıları masum. Ben bir kitap yazayım da bu masum kadınlardan birini anlatayım." Direkt olarak bunu söylemediyse de buna benzer bir şeyler söylediğini tahmin ediyorum. Ve böylece o dönemler için orijinal bir konu olan bu kitap ortaya çıkıyor. Ana karakterimiz Ahmet Efendi ve dostu Hulusi Efendi bir akşam beraber Beyoğlu Tiyatrosu'nda sahnelenen bir oyunu izlemeye gidiyorlar. Ancak oyun gecenin bir yarısı bitiyor, sağanak yağmur bastırıyor ve iki arkadaş kendilerini evlerine götürebilecek tek araba bulamıyorlar. Saat gece yarısını geçtiği için oteller müşteri de kabul etmiyorlar ve bizim iki arkadaş son çare olarak bir geneleve gitmeye karar veriyorlar. Ancak ana karakterimiz Ahmet Efendi gidilen yerde kesinlikle bir kızla birlikte olmayacağını arkadaşına söylüyor. Yine de geneleve gittikleri zaman Ahmet Efendi'nin karşısına henüz 17 yaşındaki Kalyopi çıkarılıyor. Ahmet Efendi bu kıza hiç dokunmuyor ancak masumluğundan çok etkilenip oralara nasıl düştüğünü merak ediyor. Bu merak öyle bir merak ki, son derece disiplinli ve çalışkan bir adam olan Ahmet Efendi hafta da 2 defa geneleve gidip, Kalyopi'yi görmeye ve hikâyesini öğrenmeye çalışıyor. Tefrika edildiği dönemde çok ses getiren bu romana Halit Ziya Uşaklıgil şiddetle karşı çıkıyor. Ona göre "bir fahişeyi melek gibi göstermenin anlamı yok." Bu düşünceyi o kadar şiddetle savunuyor ki ilk romanı olan "Sefile"yi bu kitaba bir karşıt görüş olarak yazıyor. Bu kitapla alâkalı ilgi çekici durumlar bu kadar değil tabii. Ahmet Mithat Efendi'nin ikinci karısı olan Angliko Karakaş uzun süre genelevlerde çalıştıktan sonra Müslüman olup Melek Hanım adını almış bir hanımefendi. Ancak kitap 1881'de yazılıyor ve Ahmet Mithat Efendi ile Melek Hanım 1884'te evleniyorlar. Yani bu sefer edebiyat hayatı değil, hayat edebiyatı taklit etmiş. Tanzimat eserlerinin neredeyse hepsinde olduğu gibi uzun betimlemelere ve sonunu başından anladığınız bir gidişata sahip olsa da kendini okutturuyor. Velhasıl kelam bence güzel kitap. Okuyun, okutturun efenim.
Ahmet Mithat Efendi
Ahmet Mithat Efendi
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 Yaşında
Henüz 17 YaşındaAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,941 okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.