#Kılavuz gotik ile polisiye karışımı kurgusu ve üst kurmacalarıyla postmodern roman türüne giren bir eser. Okuru, rüya/hayal gücü/kurmaca ve gerçekler arasında gidip gelen kurgusuyla edilgen konumdan çıkarıp boşlukları doldurmaya yönlendiriyor. Bilge Karasu'nun eserlerinde "ölümle-sevi iç içe" geçtiği bilinmektedir. Bu eserde de aynı şekilde ölüm korkusu yaşayan Uğur ve Uğur’un duygusal ama sıra dışı ilişkileri kurguya yerleştirilmiş. Felsefe mezunu yazar #Bilgekarasu ‘dan okuduğum 3. roman oldu ve hala ilk okuduğum “Gece” favorim. Konusu (Spoiler): Uğur yaz tatili için 15 günlüğüne gittiği bir sahil kasabasında, gazetede gördüğü bir ilan üzerine Mümtaz adındaki yaşlı bir adamın yanında, ona refakatçilik yapmak üzere çalışmaya başlar. İlanı yaşlı adamın yakını Yılmaz Bey vermiştir. Bir de bu aileye arada sırada şoförlük yapan taksi şoförü İhsan ile Uğur arasında ve Uğur’un bir hastalık neticesinde ölmüş olan eski sevgilisi -aynı zamanda Yılmaz’ın kardeşi olan- Bülent ile arasında geçen lgbt türünden ilişkilere de yer verilmiş. Uğur, girdiği bu evde onu tedirgin eden gizemli olaylar yaşamaya başlıyor: Ölen üç turistle Mümtaz’ın yollarının kesiştiğini anlamasıyla İhsan’la hafiyeciliğe başlaması, Yılmaz’ın verdiği videodan kabuslarında gördüklerini izlemesi ve hediye ettiği Goya’nın uyuyan bir adamı çevreleyen yarasa, baykuş ve kedili gecenin yaratıkları tablosu (2. görselde) ile kabuslarının bilindiği hissinin pekiştirilmesi, eşyalarının sürekli yer değiştirmesi, Mümtaz gelince ortadan kaybolan -aynı zamanda gotik edebiyatın sembollerinden olan- evin kedisi gibi. Uğur’un yaşadıklarını yazması ile kalkıştığı amatör yazarlık deneyimi de gerçeklik-kurgunun iç içe geçmesine sebep olur. Kurgunun sonunda ise herkes aklanır ve olayların sıradanlığı anlaşılır.

KılavuzBilge Karasu · Metis Yayınları · 2019737 okunma

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ruhan İlhan