Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

175 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Zavallı insancıklar!
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/0i9F0L1dcsM Kitaplarından alıntı yaparken “Dost” yazarak adı çıkan Dostoyevski’nin, kendisinin yazdığı ve benim ona ait okuduğum ilk kitabıdır İnsancıklar. Zamanında Slav topraklarında yaşadığım zamanları hatırlattı bu kitap bana. Çünkü Doğu Avrupa ülkeleri gerek mimarisiyle gerek insanıyla gerekse de şehirlerinin yerleşim düzenleriyle soğuktur, statiktir, rasyoneldir, kalbe değil daha çok beyne ve matematiğe yöneliktir. Yani demeye çalıştığım şey; hava soğuk olmasa bile aura soğuktur, insanlar üşümese bile şehirlerin atmosferi samimi değildir, sanki şehirler dalgasız bir deniz, pürüzsüz bir kağıt, sıcaklık konusunda değil de sanki sevgiler konusunda atkı takmış bir Avrupai havası verilmiş şehirler gibilerdir. Aynı bir zamanlar Rusya’da yaşamış olan Nazım Hikmet’in Yaşamaya Dair şiirinde “Bu dünya soğuyacak.” cümlesiyle bahsetmeye çalıştığı şey gibi aslında. Hiç şüphesiz mimarinin ve şehirlerin böyle olması şehirde hakim olan rengin ve tabii ki de Dostoyevski’nin İnsancıklar romanının renginin de gri tonlarında olmasına neden olmuştur. Ondan dolayıdır ki, kitapta hakim olan konular acıma, merhamet, maddi zorluklar içerisinde geçen bir sevgi ve yoğun duygusal ithamlardır. İnsanların kitap hediyesi için bile parayı zor bulabilmesine rağmen hala hediyeler alıp gönüllerini hoş tutmaları, 74. Sayfada Varvara’nın Makar’a iyi kalpli biri olduğunu söylerken kendisine sanki Makar’ın bakışlarında kendi mülkünü gösteriyormuş gibi baktığını belirtmesi bana tek bir cümleyi hatırlatıyor açıkçası. Dostoyevski’nin yaşadığı zamanlara yakın Fransa Kraliçesi ve Avusturya arşidüşesi olan Marie Antoinette’nin 18.yy’da söylemiş olduğu iddia edilen : “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.” sözü. Öyle dönemlerdi ki 18. ve 19.yy; Marie Antoinette’nin demiş olduğu belirtilen sözün açıklamasını Ortaçağ dönemindeki şehirlerin sosyolojik ve demografik özelliklerine bakarak anlayabiliriz aslında. Ortaçağ dönemi şehirlerinde toplumu yönetenlerin toplum içerisinde rol alan bireyin sorunlarına inmemesi, her bireyin kendi derdinin olması şehirlerin de, mimarinin de, kitapların da içlerine kapanık olmalarına sebep olmuştur. Sokakların bile anca at arabalarının geçeceği büyüklükte tasarlanması, sadece üst sınıftaki insanların gayelerinin düşünülmesi gibi sebeplerin hepsi birleşince bundan ister istemez edebiyat da etkileniyor tabii ki. Bundan dolayı da toplumu yönetenler nasıl bireyleri düşünmüyorsa, bireyler de hiç siyaset, devlet ve yöneticiler hakkında konuşmayı akıllarından geçirmemiştir. Sadece kendi hayatları ve çevrelerindeki olaylar hakkında konular işlenmiştir. İnsancıklar kitabı da zamanın ilgi yoksunu, zavallı, yoksul insanlarının bir sevgi direnişi, bir bireysel hareketlenme içerisinde olduğu bir kitaptır. İş böyle olunca da, mektuplaşma kültürünün önemi açığa çıkıyor, samimi ifadelerin ve mektupların ardı arkası kesilmiyor. Ta ki nasıl Sanayi Devrimi kendisinden önceki bütün oluşumların önüne geçmişse, maddi boyutun da her şeyin önüne geçtiği o ana kadar. Sevgiye sarılacağımız yerde parayı gördüğümüz yere koştuğumuz o an. Öp dese Varenka'sı öpmeye kıyamazdı Makar, sarıl dese Varenka'sı dokunmaya kıyamazdı Makar... Ama sev dese Varenka'sı işte o zaman severdi Makar onu. Cenk Durmazel’in dediği gibi, şapkadan tavşan çıkmayacağı başından beri belli olmuş olsa bile Petersburg'un serseri aşık Makar'ı vardı başından beri. Dostoyevski’nin daha ilk okumayla bile heyecan verici bir yazar olduğunu kanıtlar nitelikte kitap. Hem yazmış olduğu ilk kitapta heyecan verici hem de birey bazlı duygusal devinimlere başarılı bir şekilde inebilmiş bir kitap. Okunası, tavsiye edilesi ve dönemin sorunları hakkında araştırmalar yapılası. Eğer buraya kadar okuduysan bil ki seviliyorsun, keyifli okumalar dilerim.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,1bin okunma
··1 alıntı·
7,3bin görüntüleme
Ebubekir Marabaoğlu okurunun profil resmi
Güzel inceleme. Kaleminize sağlık. İnsancıklar kitabının bu kadar etkileyici olduğunu bilmiyordum. En kısa zamanda okuyacağım inşallah.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, kronolojik bir okumada ilk olarak okunabilecek çok güzel bir başlangıç kitabıdır
Aperrn DERYA okurunun profil resmi
Kitabı okudum tamamı bir mektup
Yunus Emre Aksoy okurunun profil resmi
Benimde Dostoyevskinin ilk okuduğum kitabı olan insanciklar mektup biçiminde olmasına rağmen o kadar ustaca bı dille yazılmış o kadar akıcı bir dil kulanilmis ki bı insanın tek seferde okuyacağı bu kitaba gerçekten çok iyi aciklamissin
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.