Bu zamana kadar neden Sait Faik Abasıyanık okumamışım ki ben. Türk yazarlara dönüş yapmaya çalışıyorum sürekli, yazarlığın milleti olmaz da bizim batıya dönüşümüzün (batı düşkünlüğümüzün) tezahürü olarak kıyıda köşede kalıyor güzelim eserler.
Haldun Taner demiş ki Sait Faik hakkında " Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik." Benim için de öyle oldu. Silik, görünmeyen insanların hikayesi birçok yazar sayesinde iç dünyasının zenginliğiyle, bizim göremediğimizin ortaya çıkmasıyla ilgimizi çekmeye başlar da 'şey'lerin öyküsü bu kadar mı insanın içine işler. Bina, semaver, köy evi, tülbent nedir ki ben yazınca, bir de kitaptan okuyun.
Ne demeli, ustaya saygılarımla bitiriyorum.