Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle kitabı okuyacaklar ya da okumakta olanlar için tavsiyede bulunmak istiyorum. Sakın ama sakın diziyle kıyaslama yapmayın. Bu kitabı tek kaynak görmeyin. Tarihi bir belge olarak göstermeyin. Sadece farklı açılardan yeni şeyler öğrenmek adına okuyun. Tahsin paşa kitabın çoğu yerinde Abdülhamid'in çok vehimli olduğundan bahsediyor. Hatta paranoyak derecesine varmış neredeyse. Öyle ki herkesten ve her şeyden şüphe duyarcasına yaşadığından bahsediyor. Hatta bu kuruntusunu bilenler bunu kullanarak padişahın gözüne giriyor ve ödül kazanıyor. Fakat olaya şöyle bakacak olursak Abdülhamid kuşkularında yanılmamak için her şeyi değerlendirmek bilmek istiyor. Çünkü kendinden önce tahtta olanların başına gelenler onu çok korkutmuş ve derinden sarsmıştır. Nitekim Tahsin Paşa anılarını anlatmaya devam ederken o bombalı saldırıyı da anlatmaktadır. Şöyle ki "Hünkâr infilakın müthiş sarsıntısından ve havada uçuşan bazı parçalardan pek mühim ve tehlikeli bir hadisenin gerçekleştiğini anlamıştı. Fakat hiç korku ve telâş eseri göstermedi, yalnız benden; ''Ne var?'' diye sordu. Arabasına atladı, dizginleri aldı o sırada cami-i şerifin avlu kapısında bulunan Arap Zuhaf Alayı erlerinden biri havaya bir el silah boşalttı. Buna çok canı sıkıldı, hadisenin ehemmiyetle soruşturularak kendisine arz olunmasını emretti ve arabayı sürdü. Araba kapıdan çıkıp Saray'a doğru çıkıyordu. Set üzerinde ve elçilere mahsus merasim köşkünde bulunanlar tarafından ''geçmiş olsun makamında çok yaşa'' tezahüratlarıyla sürekli alkışlandı. Bunlara mütebessim selâmlamalarla karşılık vererek geçip doğruca Çit Köşkü'ne gitti. Köşkün harem tarafına denk düşen kapısına gelerek telâş ve heyecan gösteren kadın efendiler ile sultanları yatıştırıp yumuşattı." (Sayfa-90) Bu paragraftan anlaşıldığı üzere ilk başlarda korkak ve gereksiz kuşkuya kapıldığını sandığımız padişah aslında korkuyu bilmeyen ve bazı kuşkularında haklı olduğunu gösteren birisi olmuştur. Nitekim halk da bu olaylardan sonra padişahı daha çok benimsemeye başlamıştır. Ayrıca hitapta sık sık çevresindeki üst düzey yöneticilerin beceriksizliği ve kişisel sorunlarından dolayı devletin yük altına girdiğinden de bahsetmiştir. Hele hele düşmanlarının kullandığı teknikler öyle haller almaya başlamış ki padişah her geçen gün haklı olduğunu ispat etmeye başlamıştır. Buna kitaptan örnek verecek olursak Kur'an tefsiri şeklindeki saatli bombayı gösterebiliriz. Bu olayların sık yaşanması, birtakım kriz ve isyanlar da %100 doğru olmamakla birlikte sansürleri beraberinde getirmiştir. Fakat dönemine göre değerlendirmek kanısındayım. Bence en önemli konulardan biri ise padişahın sanıldığının aksine çağdaş birisi olması. Nitekim bugün bile bazı kesimlerce tiyatro, piyano hoş görülmezken bir halife olan Abdülhamid sık sık tiyatro gösterileri tertip ettirmiş ve bazı mühim kararları bu gösterileri izlerken almıştır. Ayrıca kitapta Lozan'a teşekkür ve şükran bölümü de mevcuttur. Tahsin Paşa yıllarca başarılamayan kazanımların gerçekleştirilebilecek olmasını sevinçle karşılamış ve dile getirmiştir. Abdülhamid'in içinde bulunduğu durum öyle berbat bir dönemden geçmiştir ki kendisi bile padişah olabileceğine imkân ve olasılık vermemiştir. Taht ona nasip olmuş. Çevresi akbabalarla çevrilmiş ve her fırsatta leş olarak gördükleri Osmanlı Devleti'ni ısırmaya çalışmışlardır. Daha yazacak belkide binlerce nokta var fakat çok geniş bir konu olduğundan yerinin burası olmadığı kanaatindeyim. Atatürk'ün şu sözleri dönemi özetler niteliktedir zaten "Tecrübe göstermiştir ki , toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkük(ne olacakları şüpheli)ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili büyük bir devlette Abdülhamid'in idare tarzı azami müsamahadır(en yüksek hoşgörüdür).Hele bu idare , on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa..."
Sultan Abdülhamid’in Sırdaşı
Sultan Abdülhamid’in SırdaşıTahsin Paşa · Yakın Plan Yayınları · 2017317 okunma
·
130 görüntüleme
Ahmet Tanriverdi okurunun profil resmi
Bende bomba konusunda kitabı okurken aynı fikri düşündüm ama bu durumu şöyle yorumladım, belki de o anda patlamanın ardından oh tamam patlama geçti, ben arabaya binmeden bomba infilak etti, tehlike geçti, bozuntuya vermeyelim millet ne kadar vehham olduğumu bilse de gözleri önünde bu hissi vermeyeyim. Ki o anda ikinci patlama silahla olunca ona vehme kapılıp korktu ve hiddetlendi ama o da bir tek silahla kalınca yine paçayı kurtardık deyip arabasına binip dizginleri eline aldı, kurtulmuş olmanın ve vehmi belli etmemenin hali emaresi olarak mütebessim selamla halkı selamladı ve gitti. Bence bu şekilde olmuştur ve Tahsin Paşa samimi ve doğru yazmış genel olarak olayları. Sahih bakmış olaylara.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.