Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

138 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Peş peşe okuduğum dört Saik Faik kitabının ardından ki yaklaşık 70 civarında öyküye denk geliyor, bir durup soluklanmak, biraz okuduklarımı sindirmek, biraz da üzerimde biriken yükü boşaltmak maksadıyla bir mola vermek icab edince, bir semaver dibinden daha güzel bir köşe olamayacağını düşünüp çıkınımı buraya boşaltmaya karar verdim... Gelin, incelememize Sait Faik'ten bir alıntıyla başlayalım bu sefer: "Birtakım şeyler var ki başkalarına anlatıldığı zaman onlar üstünde hiçbir tesir bırakmıyor. Halbuki aynı şeyler, bende neler yapmamıştı?.." İşbu alıntı, söze girmeden önce bir sigorta kabilinden eklendi buraya... Bu kadar Sait Faik yüklü bir halde, olur da şu satırları yazarken uçar gidersem ve birbirinden kopuk, anlamsız, hiçbir yere çıkmayan cümleler bırakırsam arkamda, geri dönüp beni anlayasınız, en azından halimi hayra yorasınız diye eklendi:) Herakleitos'un çok sevdiğim bir sözü vardır; "İnsanın karakteri, onun yazgısıdır" Bence, bu sözün hayattaki karşılığıdır Sait Faik... Orhan Veli'ye göre o, kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur. Yani çocuk ruhlu ve halka bağlı, halkın içinde bir insandır. Haldun Taner onu, 'Sevimli bir aylak' olarak tanımlar. Onun 'aylaklığı' veya 'avareliği' en çok annesini üzer. Hayatı boyunca oğlunun 'gerçek bir işi' olmamasından, para kazanamamasından yakınıp durur. Oysa ki, babasından kalan işleri elinin tersiyle kenara iten ve hayatının bir bölümünü mirasyedi olarak geçiren Sait Faik, sadece yazarak da para kazanılabileceğini başta annesi olmak üzere herkese kanıtlamak istercesine avarelikten ona kalan izleri tek tek yazıya dökmeye başlar... Rıfat Ilgaz bir anısında, Mahmut Zeki tarafından yayınlanan Zambak dergisinden Sait Faik'e yapılan bir iş teklifi için aracılık yaptığından bahsederek, Sait Faik'in teklifi ve alacağı ücreti öğrendikten sonra, ikisi arasında geçen bu konuşmanın bir de annesinin yanında yapılması hususunda kendisine ricada bulunduğunu anlatır. Amaç tabii ki, yazdığı yazılardan para kazanabildiğini annesine duyurmaktır:) Bu arada, fark ettiniz mi bilmiyorum ama, ne kadar güzel bir tablo var karşımızda... Sait Faik, Orhan Veli, Rıfat Ilgaz, Haldun Taner ve burada adı geçmeyen pek çok değerli yazar, şair... Bu ekibe, Sait Faik'in o pek çok yerden aşina olduğumuz, bir teknede çekilen meşhur fötr şapkalı fotoğrafın sahibi Ara Güler'i de dahil edelim... Bizim bugün edebiyat diye okuduğumuz şeyin kanlı canlı yaşandığı bir dönemden bahsediyoruz... Ve ne ilginçtir ki, bu isimlerin pek çoğu, yaşadıkları ve yazdıkları dönemde kendilerini zar zor geçindirecek parayı anca kazanabiliyorlar. Sait Faik eserlerinin günümüzdeki telif hakkı Darüşşafaka Cemiyeti'ne ait. Eminim ki, Darüşşafaka'nın teliften bir yıl içinde kazandığı parayı, Sait Faik ömrü boyunca kazanamamıştır... Zaten kazanmak da istememiştir bence... Çünkü o ve onun gibi yazarlar zenginliğin banka kasalarında değil de sokakta, hayatın içinde olduğunu çoktan keşfedebilmiş şahsiyetlerdir neticede... İşte bu yüzden, bu tabloya hayran hayran bakarken insan sormadan edemiyor; Yahu nereye gitti bu insanlar? Neden artık yoklar? Neden bizi terk ettiler? Ah ne güzel olurdu, bir kahvehanenin köşesinde Sait Faik'in radarına takılmak... Önce şöyle bir süzerdi beni... Sonra yaşımı, nerede doğduğumu ve mesleğimi tahmin ederdi, hep yaptığı gibi... Sonra o anki halimden tavrımdan, hangi duygunun içinden geçtiğimi, ne düşündüğümü, nasıl bir insan olduğumu hesaplardı... Sonra ben her şeyden habersiz kalkıp giderdim kahveden; o ise kafasında yarattığı 'ben'den hemen bir öykü yazıverirdi oturduğu yerde... Ben, kendi bedenimde değil de onun yazdığı öyküde daha gerçek bir 'ben' olurdum muhtemelen... Ve muhtemelen, oradaki beni, kendimden daha çok severdim... ------------------------------ Orhan Veli'nin 'Macera' adlı şiirindeki o meşhur dizeyle yolculuğumuza devam edelim; "Girdim insanların içine, insanları gördüm..." İşte, dostunun bu güzel dizesi, Sait Faik'in de çıkış noktasıdır aslında... Öykülerinin yüzde doksanında bu gördüğü insanlardan beslenir Sait Faik... Öyle insanlar görmüştür ki o, bugün dışarı çıktığınızda göreceğiniz türden insanlar değildir onlar... Çünkü Sait Faik'in insanları sıradan insanlardır... Siz hiç günümüzde 'sıradan' bir insan gördünüz mü? Ne münasebet, olur mu hiç öyle şey!! Eğer size sıradan bir insan gibi göründülerse emin olun o sizin eksikliğinizdir. Çünkü gördüğünüz insan muhtemelen ya bir insan kaynakları müdürüdür, ya creative director'dür, ya user experience designer'dır, ya test engineer'dır, ya customer service representative'dir veya specialist'tir; hadi onlar değilse bile en kötü bir instagram annesi, bir twitter fenomeni veya bir youtuber'dır... Ama emin olun asla sıradan bir insan değildir! Oysa Sait Faik'in insanları, dediğim gibi sıradan insanlardır. Onlarla her an her yerde karşılaşabilirsiniz; vapurda, tren vagonunda, balıkçı teknesinde, kahvehanede, çalgılı bir meyhanede, ıssız bir sokakta, bir kilise bahçesinde, bir lahana tarlasında, bir genelevde, bir ipek mendil atölyesinde, kısacası aklınıza gelebilecek her yerde Sait Faik'e bir öykü hediye eden sıradan bir insanla karşılaşmanız mümkündür... Evet, Sait Faik avareliğinin, aylaklığının o kendine has sarhoşluğu içinde insanlara bakmış, onları görmüştür... Onların acılarını, kederlerini, sevinçlerini, yalnızlıklarını, aşk acılarını, geçmişten taşıdıkları izleri, gelecek kaygılarını, zaaflarını, tutkularını ve daha pek çok şeyi görmüş, gördüklerini öykülerine aktarırken eksik kalan kısımları kendi kişiliğiyle, kendi aşklarıyla, kendi zaaflarıyla, kendi yalnızlığıyla ve kendi hayalleriyle tamamlamıştır... O yüzden Sait Faik öykülerindeki her karakterde biraz Sait Faik vardır... Sait Faik'in kendisi ise, tüm ömrünü adadığı bu karakterlerin toplandığı bir beden gibidir adeta... İşte bu yüzden, Sait Faik öyküleri bir 'insan resmigeçidi' gibi gözlerimizin önünden kayıverir gider... Önünüzden geçen her insan haliyle sizin de bir duygunuza, bir hatıranıza, bir hayalinize, bir aşk acınıza dokunuverir. İşte o an siz de 'sıradan bir insan olmanın' tadını çıkartırsınız... ------------------------------------------ Peki bugün neden aramızdan bir Sait Faik çıkmıyor diye başka bir soru takılıyor aklıma... Onun gördüğü ama bizim göremediğimiz şey ne? İnsansa, sürüsüne bereket... Olaysa, istemediğin kadar... Mekansa, gırla... Peki eksik olan ne? Soruya bir yanıt vermek ve bir karşılaştırma yapabilmek adına bir Sait Faik'in gördüklerine, bir de kendi gördüklerime daha yakından bakmam gerekiyor sanırım... Sait Faik her şeyden önce gerçek insan yüzleri görmüş. Kusurlarını saklamayı beceremeyen insanlarla bir arada yaşamış... Kahvehanede, kehribar tespihini ağır ağır çeken adamın uzaklara dalıp gidişini görmüş. Bir tren vagonunda, köyünden ilk defa dışarı çıkan bir adamın heyecanını görmüş. Bahçesine domates biber eken bir kilise papazının yaşama sevincini görmüş. Tek göz odada falcılık yapan bir kadının adeta maziyi bir film gibi önüne seren eski eşyalarını görmüş. Bütün gün insanlardan ayrı, sadece köpeğiyle dolaşan bir adamın gizlemeye çalıştığı, tüm hayatını vakfettiği aşk acısını görmüş. Şehrin en uzak köşesinde de olsa, kendi kahvesini işletebilmek için her şeyini feda eden bir garsonun azmini görmüş... Tabii ki bunlardan çok çok daha fazlasını görmüş Sait Faik... Hayatın bu kesitlerini, bahçeden kır çiçeği toplar gibi tek tek toplayıp daktilosuna bir güzel yerleştirmiş... Peki, dönelim bana... Ben ne görüyorum dışarı çıktığımda? Her şeyden önce, tüm kusurlarını özenle süpürüp halının altına itmiş insanlar görüyorum. Hepsinin yüzünde aynı ifade var. Çünkü benim çağımın insanı her nedense kendini dış dünyaya her ne suretle olursa olsun mutlu ve kusursuz göstermek zorunda hissediyor... Sanki sadece yüzümüz değil, tüm duygularımız botox iğnesi yemiş gibi... Sanki yıpranmak, üzülmek, hüzünlenmek kanunen yasakmış gibi herkesin suratında o joker gülümsemesi... Tek gördüğüm bu değil, bakmaya devam ediyorum... Bitmek tükenmek bilmeyen bir hırs görüyorum. Sanki ölümsüzlük ilacının icadına denk gelen ilk kuşak bizmişiz gibi, o panikle sürekli birbirinin üstünü tırmalayan, alttan çelme takan insanları görüyorum... Çayını demleyip, balkonuna oturup gelen geçenin seyredildiği evini, apartmanını sanki deprem olmuş gibi koşar adım terk ederek, modern şehir gettoları olan konut projelerinin 5 insan boyundaki gri duvarları ve dikenli telleri arkasında kalan peyzaj yeşili hayata çıldırmışcasına koşan insanları görüyorum... Hatta o duvarların arasına girebilmek için bankadan ömür boyu ödeyecekleri miktarda kredi alan ve bunu başarı hikayesi olarak anlatan insanları görüyorum... Instagram hesabına 5 takipçi daha kazanabilmek için çoluğunu, çocuğunu, evini, mutfağını, hatta yatak odasını dahi deşifre edebilecek, tüm şuurunu sosyal medya hesaplarının like butonu altına gizlemiş insanlar görüyorum... Büyük bir gururla üzerine geçirdiği GAP sweetiyle ya da koluna bir kraliyet nişanı gibi taktığı MICHAEL KORS çantasıyla toplumda kendisine bir yer arayan, sınıfları dahi sınıflaştıran insanlar görüyorum... Tabii benim bu gördüklerim ve sizinle paylaştıklarım, devasa bir kitabın ilk sayfası gibi... Gerisini zihninizde tahayyül edeceğinizi varsayıyorum... Nihayetinde, Sait Faik'in neden Sait Faik olduğu, benimse neden Sait Faik olamayacağım sorunsalımız bir nebze de olsa açıklığa kavuşmuş oluyor böylelikle... ------------------------------------------ İşte böyleydi Sait Faik'in dört yanı denizlerle çevrili, o masmavi dünyasından bana kalanlar... Tam da bu dev metropolde, boğulma krizlerinden birini yaşamakta olduğum bir dönemde adasından yetişti ve kurtardı beni... Önce bir battaniye geçiriverdim sırtıma... Sonra çıtır çıtır yanan bir odun sobasının hemen yanıbaşındaki semaverden yeni demlenmiş çayımı aldım ve geçtim karşısına... O anlattı, ben dinledim... Ben dinledim, o anlattı... Bu esnada radyoda da şu güzel şarkı çalıyordu... Duydum ki, bu şarkıyı besteleyen adam, Sait Faik'in öykülerinden ve Orhan Veli'nin dizelerinden ilham alarak bestelemiş şarkıyı... youtube.com/watch?v=cLD1yYR... Herkese keyifli okumalar dilerim...
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,8bin okunma
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
7bin görüntüleme
Selman Ç. okurunun profil resmi
Sait Faik'in doğum günü vesilesiyle bir yorum daha yapmak istedim. Sait Faik'i okumak isteyenler için çok güzel bir kaynak görevi görüyor bu inceleme. Necip abi uzun zamandır aramızda yok ama eskiden bıraktıkları hala fayda sağlıyor bizlere. Tam olarak Sait Faik'in dünyasına giremesem de çok güzel, umutlu sevgi dolu bir dünyası olduğunu biliyorum. İyi ki doğdun, iyi ki yazdın diyelim o halde.
Necip G. okurunun profil resmi
Teşekkürler Selman. Sait Faik okumak, kendi dünyanızı bir süreliğine onun dünyasına taşımak aslında... Tekrar geri döndüğünüzde ise bir parçanız orada kalıyor her zaman... Onun dünyasından kopmak kolay değil. İyi ki doğmuş, iyi ki bu dünyadan bir Sait Faik geçmiş... Değerli yorumun için bir kez daha teşekkür ederim... Sevgiler...
Selen Sevim okurunun profil resmi
Ne kadar güzel bir yazıydı, kaleminize ve düşüncelerinize sağlık. Sait Faik ile tanışmam 7 yaşında okumayı yeni ögrendigim zamanlara denk gelir. Dedemin evinde yazarın kitaplarından çok vardı. Fakat hayli yıpranmışlardı. Sait Faik Abasıyanık bir metin gibi başlığı olan sarı- açık yeşil kitaplarını hatırlıyorum. Sonra bir daha o kitapları hiç göremedim ve bulamadım. Artık akıbetleri muamma. Bu yüzden Sait Faik ismini görsem aklıma hatırlayamadığım hikâyeleri gelir. Onun gibi bir yazar var mı sorusunda benim aklima Mustafa Kutlu geldi. Bilirsiniz Anadolu hikayecisidir kendisi. Maalesef Sait Faik ile kısa süren tanışmamdan sonra bir daha kitaplarını okumak kısmet olmadı, bu yüzden yazarın gözlemlerini hatırlayamıyorum. Sadece geçen yıl öykü seçkileri kitabından şu anda ismini unuttuğum fakat meşhur olan bir hikâyesini okumustum. Vee gözlemlediğiniz insanlar... Ne yazık ki, bir çağ kapanıp bir çağ açıldığının acı bir gerçeği. Evet, teknoloji güzel bir mefhum. Fakat olduğu ve olmadığı zamanlardaki hallerimiz olarak insanları ikiye ayırıyor, sizinde bahsettiğiniz gibi. Hep Sait Faik'in hangi kitabından başlamalıyım diye düşünürdüm. Birçok kez birçok yerde sorup cevap alamamıştım. Belki bu kitap da yanlış bir başlangıç olacak bilmiyorum, fakat yazınızın etkisiyle bu kitabından başlamayı istiyorum. Yüreğinize sağlık.
Necip G. okurunun profil resmi
Öncelikle çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Yorumunuzu tebessümle okudum. Çünkü ben de Sait Faik’i ilk olarak aynı yaşlarda, annemin kitaplığındaki tıpkı sizin bahsettiğiniz yıpranmış yeşil-mavi kitaplar ile tanımıştım. Varlık yayınları’ndan çıkan o kitapları maalesef şimdi ben de bulamıyorum. Başlangıç kitabı olarak da, kendi okuduklarım içinden birini seçmem gerekirse, Lüzumsuz Adam kitabını tavsiye edebilirim. Genel olarak Sait Faik karakteristiğini yansıtan, çok hızlı akıp giden bir eser. Yazdıklarınız çok güzel bir katkı olmuş, çok teşekkür ederim tekrardan... Saygılarımla...
Matruşka okurunun profil resmi
İncelemeye karşı olan soğuk duruşumu ilk, Tuco incelemeleri bozmuştu. Birdiniz, iki oldunuz. :) Bir duvar daha çatlıyor şu dünyada.. :)
Necip G. okurunun profil resmi
O güzel yazıların sahibi, sevgili Matruşka... Eğer bizim yazdıklarımız o duvarın çatlamasına vesile oluyorsa ve o duvar çatladığında sizin yazılarınızı, incelemelerinizi daha sık göreceksek, ben gönüllü olarak büyük bir keyifle gelip tek başıma o duvarı yıkmaya hazırım:) Uğramanıza çok sevindim, çok teşekkür ederim:) Sevgilerimle...
2 sonraki yanıtı göster
Selman Ç. okurunun profil resmi
Abi sen ne yaptın yaa :) Muazzam. Öncelikle bu yazıyı, yazarın profiline girip yorumlar kısmında da paylaşmanı isterim. Yazarı okumak isteyenler için muhteşem bir kaynak görevi görecektir. Sonrasında, ilk yaptığın alıntıya yüzde yüz katılıyorum Semaver'i okurken aynı şeyleri düşünmüştüm. (#24784712) Bazı hikayeleri çok net anlamlandırıp kavrayabiliyoruz ancak bazıları ise yabancı gibi geliyor anlamlandırmak güç oluyor. "Bazen birine çok anlamlı gelen veya o kişi için çok şey ifade eden şeylerin, başkaları için bir anlam ifade etmediği gibi" bir durum olarak tanımlamıştım bunu. Şimdiye kadar 2 kitabını okudum tam olarak yazarla bağ kuramasam da aklımın bir köşesinde hep bir yerlerde duruyor. İlk başta söylediğimi kesinlikle bekliyorum. Yorumlar kısmında da paylaşılmalı bu yazı. Emeğine sağlık.
Necip G. okurunun profil resmi
Selman Hocam çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum:)) Önerinizi, yazarken ben de düşündüm. Çünkü bu incelemeyi Sait Faik'in dört kitabını okuduktan sonra oluşan total bir duygu hali ile kaleme aldım... O yüzden dediğiniz gibi, yazarın kendi sayfasına da eklenebilir. Sadece, ikisi birbirine karışmasın diye bir süre beklemek daha doğru olacaktır diye düşündüm... İncelemenizi okurken pek çok ortak noktada buluştuğumuzu görmek keyif verdi bana... Evet, bazı öyküler biraz daha Sait Faik'in kendi iç dünyasında bir sır gibi kalmış. Çok açmak istememiş kendini... Ama onlardan da farklı bir tat almak mümkün... Desteğiniz için tekrar teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Sait Faik hikâyelerinden bir çiçek demeti gibi oluşturulmuş şahane bir seçkiyi henüz bitirmişken, hikâyelerin tadı hâlâ damağımdayken bu şahane yazınızı bir kez daha okudum. Bu yazıyı aşmam mümkün olmadığı için yeni bir yazı yazmak yerine paylaşıyorum. Yüreğinize, emeğinize sağlık Necip Bey.
Necip G. okurunun profil resmi
Ayşe hanım şu sıralar pek giremiyorum siteye, bugün yorumunuz beni çok mutlu etti. Çok teşekkür ederim öncelikle... Sizin beğeniniz gerçekten çok önemli benim için. Sait Faik ‘yaşayarak yazan’, ‘yaşadığını yazan’ bir yazar; belki de o yüzden onun öyküleri her okuyanda ta içeriden izler bırakıyor... Onun öyküleri üzerine birşeyler yazmak istediğinizde de bu etki altında kalıyorsunuz ister istemez... Bu arada estağfurullah Ayşe hanım, her zamanki gibi çok mütevazi yorumlamışsınız... Sizin kaleminizden çıkan her metin çok değerli... En kısa zamanda 1k’da daha fazla buluşmak dileğiyle... Tekrar teşekkür ederim. Selam ve sevgiler...
Afiqə Yahyayeva okurunun profil resmi
Bu nasıl güzel, geniş, her şeyi ele alan bir incelemedir. Helal olsun. Zevkle okudum. Elinize sağlık 🌼
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Afiqə hanım vakit ayırdığınız için. Beğenmenize çok sevindim. Keyifli okumalar dilerim...
Yeşim okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş Necip Bey. Ben uzun inceleme okumaktan biraz imtina ediyorum ama siz bu kadar güzel yazınca ve konu
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
olunca nasıl bitti anlamadım. Bi bu kadar daha yazmış olsanız okurdum. Değindiğiniz her konuya da canıgönülden katılıyorum. Kraliyet Nişanı benzetmenize de çok güldüm. Siz çok yaşayın. İnsanların sahteliğinden dolayı sosyal medya kullanmayı uzun zaman önce bıraktım. O sahtelik o gövde gösterileri beni çok yordu açık konuşmam gerekirse. Sizin de karşınıza umarım gerçek hayatlar, insanlar çıkar da daha çok ve uzun yazarsınız..
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
deyince de ben onu kendi sözüyle anayım. Benim için anlamı da odur. "Sevmekten anladığım şey bambaşka" Elinize sağlık..
Necip G. okurunun profil resmi
Yeşim hanım çok teşekkür ederim öncelikle. Neredeyse 3 yıl olmuş bu incelemeyi yazalı... O dönem Sait Faik’in dünyasına bırakmıştım kendimi. Zaten bir kitap incelemesinden çok Sait Faik üzerine bir yazı oldu. Genel olarak yaşadıklarımız, ‘modern hayat’ dayatmaları ve bunun üzerimizde bıraktığı yük aşağı yukarı aynı. Sait Faik gibi yazarlar ve onların zamansız öyküleri bir yudum nefes oluyor, içimizdeki insanı okşuyor bir parça. İşim dolayısıyla sosyal medya canavarıyla gerçek anlamda vedalaşamıyorum maalesef ama kişisel dünyamda oldukça seviyeli bir ilişkimiz var diyebilirim:) En azından kendimi korumaya çalışıyorum oradaki kirden, pastan... Umarım onların dünyasını yaşatmaya çalışacak, o öykülere yenilerini ekleyecek yeni yazarlarla da karşılaşırız. Yorumunuzun sonundaki alıntı çok güzel ve çok anlamlı... Vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim. Keyifli okumalar...
1 sonraki yanıtı göster
Zehr/a okurunun profil resmi
Bu sitede okuduğum en iyi incelemelerden biri olduğunu, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yaptığınız tespitler çok anlamlı ve gercekçi. Ayrıca Sait Faik'in ruhunu da çok güzel yansıtmışsınız.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Namütenâhi hanım, yazdıklarınız bana gurur verdi... Güzel bir etki bırakabilmişse ne mutlu bana... Selam ve sevgilerimle...
ibrahim G. okurunun profil resmi
Super bir inceleme yapmissiniz noktasi vurgülüne kadar o kadar güzel yazmişsiniz ki hiç sıkılmadan okudum akici ve ayrintilarin verildigi bir uslubunuz var oldukça güzel bole özet olur da bu kitap okunmaz mi bende okumaya basladim iyi okumalar dilerim
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim İbrahim bey, vakit ayırdığınız için. Size de keyifli okumalar dilerim. Sağlıcakla kalın…
41 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.