Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Şu sıralarda 1000Kitap’ta revaçta olan https://1000kitap.com/yazar/lev-nikolayevic-tolstoy okumalarına inat olsun diye mi okudum Dostoyevski’yi? Hayır! Peki kitap toplantısında okunacak kitap olduğu için mi? Hayır! O halde niye okudum? Öncelikle https://1000kitap.com/yazar/fyodor-mihaylovic-dostoyevski okumak için bir nedene ihtiyacım olmadığını belirtmek isterim ama ihtiyacı olanlar için de neden çok. Bu sebeple yazacağım inceleme Dostoyevski okumak isteyenler için umarım güzel bir neden olur. Dostoyevski’nin okuduğum 9.kitabı oldu Yeraltından Notlar. Yazarın usta kaleminden, ince zekasından ya da müthiş psikolojik tahlillerinden konu açacak olursam bu yazım burada bitmez. Bu sebeple kitapta bahsi geçen konular üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Kitabımız “Yeraltı” ve “Notlar” olmak üzere iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm;
Hermann Hesse
Hermann Hesse
’nin kitabında yer alan “Bozkırkurdu İncelemesi” kadar yorucu ve güç. Yorucu olmasının nedeni ana karakterin iç sesleri ile boğuşmaktan ileri geliyor ama “
Bilge Karasu
Bilge Karasu
” ve “
Oğuz Atay
Oğuz Atay
” idmanlı olduğum için beni yordu diyemem. Tabi az savrulmadık bu üstatların zihinlerinde olsun o kadar. İkinci bölüm bildiğimiz hikâye. Hikâyeyi farklı kılan ise Dostoyevski’nin dokunuşları, sorgulamaları… Zeki adamların kaderinin gevezelik olduğuna vurgu yapıyor yeraltında. Gevezelik olarak nitelendirilmesi elbette anlaşılmamasından mütevellit. Bu gevezeliğin sonraları yerini atalete yani tembelliğe bırakması normal midir sizce de? Ataletin zamanla alışkanlığa dönmesi ise benim en büyük korkumdur… Elbette adalet. Dostoyevski diğer kitaplarına nispeten bu sefer farklı bir pencereden bakıyor adalete. Öyle ki hak, hukuk, adalet arayışının öç gibi bir parametre ile sağlanmamasının gerekliliğini arz ediyor. Bir diğer sorgulama ise insan aklının çıkar konusunda aldanabileceği hususu. Yani bir insan refah, servet, makam vs. gibi kaynakların ötesinde ıstırabı da sevemez mi sorgulaması. Dostoyevski’ye cevap veriyorum, evet sever hatta bile isteye bu ıstıraba koştuğu da olur. Bilhassa kendimden biliyorum… İnsanın sırlarına değinelim. İnsanın sırları nelerdir? Dostlarına anlattıkları ya da kendine dahi açamadığı sırları? Bu anlamda Rousse’nun bile biyografisinde; kendine dair yalanların olabileceği düşüncesi yaygındır. Öyleyse sizde varsanız bir sırrımızı ortaya dökelim derim ben. Para karşısında ne kadar dirayetliyiz? Kişiliğimizi sorgulamanın en basit yolu, buyurun soralım kendimize; para, her yolu açar mı ya da açtırır mı bizlere? Yoksa bir depo dolusu parayı benzin döküp yakabilir miyiz Joker gibi? Bu soruları kendimize korkmadan soralım lütfen. Ben mi? Ben de soruyorum elbette... Neyse. Her birimiz hayatımızı idame ettirmek adına bir yaşam mücadelesi veriyoruz. Hayatta kalmaya, aç kalmamaya ya da diğerlerinden biraz daha iyi yaşamaya çalışıyoruz. Gökten bir kamera iniyor ve yaşamımızı kayda almaya başlıyor. Kameralarımızı bir ofise çeviriyoruz. Evet bir müdür, takım liderini azarlıyor nedeni belli patrona yaranmak, takım lideri ise personelini… Onunda nedeni belli; müdüre yaranmak. Her bir alt kademe de sertlik artıyor ve düzen pek ala devam ediyor. Kameralarımız şimdide, çöpte yemek arayan bir mülteciye odaklanıyor. Hemen arkasında rüya gibi bir seçim sloganı… Tam bir Survivor. Belgesel niteliğindeki bu kayıt bir anda yüzsüzlük yarışına dönüşüyor. Böyle bir yarışın kazananı olmaz! mı diyeceksiniz. Demeyin lütfen doğrusu mühim olan ne kazanmanın peşinde olduğumuzdur. “Nitekim, Türkiye’nin tüm yarışmacıları gözünü birinciliğe dikmiş, olmadı ikincilik, olmadı üçüncülük, en azından teselli mükafatı. Belki biz de ‘vicdan ödülü’ peşindeyizdir, ne dersiniz?” Belki
Ebru Ince
Ebru Ince
Ablanın “Tolstoy benim dedemdir.” Dediği gibi bir nitelemede bulunmayacağım Dostoyevski için ama bir dede kadar bilge, bir arkadaş kadar yardım sever ve bir dost kadar paylaşımcı biri olduğunu biliyorum Dostoyevski’nin. Hoş
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
Abi toplantıda ne düşünüyorsun kitap hakkında dediğinde bile ne diyeceğimden hala emin değilim lakin sıra bana gelmeden evvel Dostoyevski’nin şu aforizmasını telefonumdan gizlice açıp okuyacağım. “Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalıktır.”
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
··
681 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Ya Anıl be, Tolstoy mu Dostoyevski mi, dese biri, eskiden olsa top sektirirdim. İkisinin ortak yanları dünyayı algıladıkları bu halleriyle, kendi gerçekliklerini çok iyi anlatabilmeleri olsa gerek. Ama Dostoyevski var ya, bu adam tam bir dahi. Psikanalizin babası Dostoyevski yahu. Şimdi, hiç tereddütsüz Dostoyevski diyorum. En önemli üç eserini say desen, ilk üçte illa bu eser vardır. Kalemine sağlık.
1 önceki yanıtı göster
Anıl okurunun profil resmi
Yorumlarını okuyupta sürekli eksik hisseden tek ben miyimdir acaba :) Dostoyevski'yi bende çok severim ama Metin Abi senin yorumlarınla daha bir değişik sever oldum. Katkın için ben teşekkür ederim abi eksik olmayasın.
1 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Anıl, Dostoyevski incelemeleri sana, senin tarzına çok yakışıyor. Belki de 9. Dostoyevski kitabı olmasında bunun payı vardır. Arkada belli bir birikimin olduğu, yeraltına inerken bunların çok güzel süzgeçten geçirildiği açık bir şekilde görülüyor. Mesela Dosto ile ilk bu kitabıyla tanışan bir okurdan bunu beklemek biraz acımasızlık olur:) Kendine dair yalanlar konusu ve son cümledeki alıntı kitabın ruhuna tam karşılık geliyor:) Ben bu kitabı okuyalı en az 5 yıl oldu. İletişim’den okumuştum. Şimdi okur buluşması için dün gidip İş Bankası Yay.’dan tekrar aldım. Mart’ta bir kez daha okuyacağım. Öncesinde böyle bir incelemeye denk gelmem çok iyi oldu. Kalemine sağlık değerli dostum. Sevgilerimle...
Anıl okurunun profil resmi
Bende işbankasından okudum Necip Hocam iyi yapmışım almakla. Geçen buluşmada kitabı yarım bıraktığından çok eksik hissettik bu buluşma gayet dolu geçecek sanırım. Onun dışında güzel düşüncelerin için teşekkür ederim hocam eyvallah. :)
Ebru Ince okurunun profil resmi
Yine bana esmer günler:) Ben senden kopya çekerim artık .
Kağan Kalava okurunun profil resmi
Çok,çok güzel bir inceleme, tebrikler hocam .Eserin sizde hissettirdiklerini roman incelemesi ile birleştirmişsin hocam. İnceleme yazma sanatı bu olsa gerek !. Dikkatimi çeken bir şey daha, inceleme yazınız çok akıcı ve her satır başı anlamlı...Unutmadan dile getireyim, beşinci kez falan okudum en çok sevdiklerim arasındaydı ,son okumamda en çok sevdiğim kitap oldu ki Dostoyevski en çok sevdiğim yazardır !
Anıl okurunun profil resmi
Dostoyevski benim de en sevdiğim yazar, yeri cok ayrı hocam teşekkür ederim güzel yorumun için. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.