Nesrin Hanım, bu konuda hemfikir olduğumuz ve bazı şeyleri söylemenin yeri olduğu için yazmak istedim buraya. Öncelikle bir kitap üzerinden örnek verdiğiniz için birkaç isim yazdığınızın elbette anlaşılır olması lazım. Bu iletiyi bir başkası yazsaydı eminim ki orada yer alan isimlerden biri de siz olurdunuz.
Bazı söylediklerimiz sürekli yanlış anlaşılıyor. Ben kendi adıma insanların kitapla ilgili görüşlerini yazarken, özgür bırakılmaları görüşündeyim. Ahlaksız ifadeler olmadığı sürece kişi beğendiğini de beğenmediğini de ifade edebilmeli. Sanırım görüşlerimizi yazdığımız seçeneğin adının ''inceleme'' olmasından kaynaklı bazen çok zıt ve neredeyse düşman görüşler ortaya çıkabiliyor. İnceleme demek bana biraz daha edebiyat eğitimi almış, bu konuda kitaplar okumuş ve tabiri caizse yutmuş insanların işi gibi geliyor. Elbette eğitim almasa da yaptığı okumalar ve araştırmalar sonrasında bir insan ''inceleme'' yapabilir. Bizler burada birer okuruz, şu sitede tam olarak bir edebiyat eleştirmeni olan taş çatlasa 5 kişi vardır. Onlara da hepimiz saygı duyuyoruz zaten, iyi ki de buraya kaydolup, yazılarını okuyabiliyoruz. Bu bizlere de yol gösterici oluyor.
Ben takip ettiğim insanlarda o ''emek verilmiş'' incelemeleri arıyorum. Bunları yazan insanların, iletişimi daha iyi sağlamak için var olan kurallara uyması gerektiğini düşünüyorum. Fakat birkaç cümle ile görüşlerini ifade eden, yahut hayatından bir şeyler anlatan, yahut hikayeleştiren, yahut sadece duygularını anlatan insanları asla basit ya da kötü görmüyorum. Çünkü bu dünyanın daha küçük bir örneği olan bu sitede de her türlü zevke, özelliğe sahip insan var. Kızdıklarımı da yazmak istiyorum lakin yeri burası değil.
Beğenilme kaygısına gelince, benim için beğenilme ''okunma'' anlamına geliyor. Yazdıklarım kaç kişiye ulaşmış, bunu görmek demek oluyor. Az çok kalem oynatan biri olarak, bundan bir reaksiyon bekliyorum. Kaç kişi bana o kitabı okuyacağını söyleyecek, yahut kaç kişiyi boşa para harcamaktan alıkoyacağım, bu kitabın kötü olmasından kaynaklı değil, ifade ettiğim noktalarla ''Sanırım bu kitap bana pek uygun değil'' diye düşünecek kaç okur var, bunu görmek istiyorum. Göremesem de bu şekilde minik etkilerle insanlara ''zaman kazandırmak'' istiyorum. Fakat işin ilginç yanı bana özelden daha çok yazıyorlar. :) Ben istiyorum insanların ''kelimelerini harekete geçir'ebileyim. Elimden geldiğince gördüğüm ''nitelikli, emek verilmiş incelemelere'' yorum yapıyorum. Yorum yaparken bazen kısa bir şeyler yazdığım oluyor lakin çoğu zaman incelemenin hangi kısımlarını beğendiğimi, neden beğendiğimi, bana ne düşündürttüğünü, bazen de neden beğenmediğimi yazıyorum. Benim beklediğim de bu. Yoksa neden buraya paylaşalım ki her birimiz. Zor değil bilgisayara tarihine göre yazarsın, kendi kaleminin ne kadar değiştiğini orada da görürsün. Bazı özellikleri arayan okurlardan biri olarak ben burada EDEBİYAT SOHBETİ görmek ve yapmak istiyorum. Ve tekrar söylüyorum, bazı sözlerim amacını aşabilir fakat yazmadığım ve kastetmediğim şeylerin anlaşılması beni bazen rahatsız etse de, bazen de okuduğunu anlamayan insanlara da niye açıklama yapayım, ne anlıyorsa anlasın diyorum.
Bazen tekrar paylaşmayı eleştirenler oluyor. Sağ üst köşede gönderiyi akışta gizle seçeneği var. Bildirimleri kapatma seçeneği de var. Ben çoğu zaman incelemeyi beğenmişsem, karşıma da sıkça çıkıyorsa bu seçenekleri kullanıyorum. Yalan yok bazen kendi gönderilerimi bile akışta gizleyesim geliyor. :) Ben oturup günlerce not alayım, onları derleyip toparlayayım, edebi anlamda kelimelerimi kullanmaya çalışayım, 20 kişi görsün bırakayım. Metin Altıok incelememi kusturana kadar paylaşabilirim. O şair daha fazla okunsun ve ünlensin diye elimden başka bir şey gelmiyor çünkü. Haliyle görenler beğenenler ve beğenmeyip görmek istemeyenler akışta gizlesin. :)