Çılgın Poppy!
Son derece yakışıklı ve zengin bir adam olan Marcus'un ona verdiği aile yadigarı zümrüt nişan yüzüğünü kaybediyor. Zaten derdi başından aşkınken bir de telefonunu çaldırıyor ve yüzüğünü bulduklarında haber vermeleri için ona kimse ulaşamayacak. Kara kara düşünürken çöpe atılmış bir cep telefonu buluyor ve 'mal, bulanındır' felsefesiyle telefonu sahipleniyor. Çünkü yüzükten haber alabilmek için bir numaraya ihtiyacı var.
Bulduğu telefondaki e-postalar ve SMS'leri bir güzel karıştırıyor tabiki rahat durur mu? Gelen aramalara da cevap veriyor hatta. Derken Sam ile tanışıyor. Bulduğu telefon Sam'in asistanının ve bütün şirket bilgileri o telefonda. Sam'in de telefona ihtiyacı var. Telefonu vereceksin vermeyeceksin derken farketmeden arkadaş oluyorlar.
Şirket e-postalarına da burnunu sokan Poppy kendini birden büyük bir sorunun ortasında buluyor. Sam'in şirketi tehlikede ve tek ipucu Poppy'de!
Poppy tam bir çılgın, her şeye burnunu sokan, her işi eline yüzüne bulaştıran sevecen bir kadın. Aynı zamanda başarılı bir fizyoterapist! Sam ve Poppy'nin hikayesini çok seveceksiniz. Poppy'ye çok güleceksiniz ve onda kendinizden birşeyler bulacaksınız.
Sam'e de hayran olabilirsiniz, demedi demeyin.
Kitap ortalara doğru inanılmaz heyecanlanıyor, sona nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz. Kitabın kapağını yüzünüzde gülücüklerle kapatacaksınız.
Sophie Kinsella komedide tam bir usta. Gülmek isterseniz kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Ancak ilk olarak Bir Alışverişkoliğin İtirafları'nı okumalısınız. Sophie Kinsella ile tanışma kitabınız kesinlikle o olmalı. Sonra gerisi geliyor zaten.