Üstünkörü ele alma kısmını sadece çelişki varmış görüntüsü veren kısım için söylemiş, siz de bunu ideolojiniz aynasında istediğiniz yere çekmişsiniz gibi. Freud'un din konusunda düşüncesi nettir: Kitlelerin afyonu, Toplumların yanılsaması. Ama bu düşünceye ulaşıncaya kadar edindiği bilgi birikimini, kitapta asıl vurgulamak istediği noktalar gölgede kalmasın diye sunmamayı tercih etmiştir.
Din konusunun psikanalizin alanının dışında kaldığını söylemeniz, bana bu konudaki bilginizin yetersiz olduğu izlenimini verdi. Özellikle Jung'un din konusundaki çözümlemelerini, Schopenhauer'in yorumlarını okumanızı öneririm; bunlar dinle(genel bir tanım olarak inanç desek daha uygun düşer) psişe'nin arasındaki derin bağlantıyı görmenizi kolaylaştırabilir.
Bilimi kutsaması ise gayet normal; birbirini yalanlayan inançlarla gerçeğe ulaşmaya çalışan, İncilden big bang teorisini kanıtlamaya çalışanlar karşısında insanlığın bugüne kadar edindiği bilgi birikiminin tamamına yakını bilimsel yöntemlerle olmuştur. Bilgi çok büyük bir güçtür, inancın doğuşu ise korkunun doğuşuyla eş zamanlıdır. Ama korkuyu bilgiyle yenmeye devam ettikçe dünyadaki inançsız insan sayısı da harmonik bir düzenle artmaya devam edecektir. Yani yanılsama, Freud'un öngörüsüne göre artık kitlelerin yanılsaması olmaktan çıkacaktır.