'' Bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları... Hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır.
Şiirden hazzetmeyenler, Grapon Kağıtları'nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh çağırma seansında, inatçı ruhlara seslenen uyduruk şarkılar olarak mırıldanabilirler. ''
Der..
Didem Madak..
Arka kapakta..
Ben umudu bitince inadı başlayan inatçı ruhlara seslenmeyi tercih ediyorum :)
EYYY İNATÇI RUUUH..
inadı bırak...
hayat çok kısa..
herşey su misali akıp gidiyor elllerimizden..
ve
'' Öfkem
üstü kalsın derdi ve bırakırdı hayatımı.''
'' Uzun bir nekahet döneminden sonra
Otuzaltı numara bir hayata başlamak...''
şiir çok okumayanlardanım ben..
daha çoğu şairle barışmadım..
ilham perileri ya da
yürek yangınlarından tüten kelimeleri okumayı
halbuki ne çok severim..
Bu ufacık zaman diliminde bi solukta okuduğum
hatta Didemle konuştuğum diyelim
bu dizeler beni anında sarıp sarmaladı..
Belki davudi sesiyle
ve de arkada hüzünlü bir fon müziğiyle
ya da bir ayrılık anında aşk kokan bir film sahnesinde
Selçuk Yöntem okusaydı
ya da Çetin Tekindor
belki de Yılmaz Erdoğan..
daha bir güzel olurdu eminim..
'' söküyorum şimdi sözleri birer birer
kalpten kalbe giden yolları kapayan..''
ve şairane efsunlu kelimelerle
şiir gibi bir hayat başlasın..
polyanna..