Mektup bana, size, tüm insanlığa yazılmış bir açık mektup niteliğinde. Anne olmak... Dünyada üstüne en çok anlam yüklenen olgu. Bir kadın içgüdüsel olarak mı anne olur? Anne olmak kadının kadınlığından bir şeyler alır mı? Peki baba olmak erkeğin erkekliğine bir şey katar mı? Hayatını çocuğu için yaşamayan kadın kötü bir kadın mıdır? Küçücük bir bebek annesinin bireyselliğini onun elinden nasıl olur da alır? Yaşamın anlamını, adaleti, özgürlüğü, cinsiyet eşitsizliğini, kürtajı, yaşam hakkını sorguluyor ve sizi de sorgulamaya davet ediyor. Bir mektubunuz var. Bu mektubu doğmamış bir çocuk okuyamaz. Mektup, sizlerin onu okumasını bekliyor. İnsanı tehlikeli sorular sormaya sürükleyen ve cevaplarını aratan şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap.