Politik kurgu kitaplarını severim. Çünkü gündemi sıkı takip edip iyi analiz ederler. Burak Turna, kendine has çıkarımlarda, teoriler de bulunmuş Üçüncü Dünya Savaşında. Kitap Avrupa da baş gösteren ırkçı Neo – Nazi sokak olayları ile başlıyor. Bir yandan da Pasifikte Çin’in Tayvan ve Amerika ile savaşı patlak veriyor. Bu savaşta Dünya güç denklemini temelinden sarsmak için Çin akıllıca şahı ileriye sürüyor. Piyonlarda, vezirlerde, şahlarda dünyanın yıkımı için ardı ardına hamleler yapıyor.
İmparatorluklar devrinde savaş; asker üstünlüğü, sağlam silahlar ile yapılırken, günümüz ulus devletleri zamanında ise modern bir hal aldı. Bu modernlik teknolojik gelişim ve paralelinde gelişen bilim sayesinde uzay ve bilim savaşlarına döndü. İşte Üçüncü dünya Savaşında okuduğum; Amerika’nın Uzay hamlesine karşı Çin; Nano teknolojisi ile karşılık vermeye çalışıyor.
Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, cepheler de silahlar, kılıçlar çarpışsa da savaşları başlatan da bitirende kalemlerdir. Söyleyeninin Albert Einstein olduğunu hatırladığım bir söz var “Üçüncü Dünya Savaşı ile ilgili ‘Eğer Üçüncü dünya savaşı yaşanırsa, dördüncüsü, Ok, kılıç, kalkanla yapılır.’ Yani Üçüncü dünya savaşı patlak verirse, yeryüzünde yaşayan canlı bir şey kalmaz, insanlar da ilkel şartlara döner.
Gelelim kitaptan çıkarıma; ne kadar bilimde, ilimde ve teknolojide ilerlersen, avcının avı olmaktan o derece uzak olursun. Ne de olsa savaş dediğimiz keskin bir zekanın ürünü.