Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

392 syf.
2/10 puan verdi
Kızıl Hanbeyi hayatı boyunca ailesi tarafından sevilmemiş, ablasının gölgesinde yaşamını sürdürmüş bir dergi yazarıdır. Ailesine en az ablası kadar iyi olduğunu kanıtlamak için ablasının Amerika'daki merkezinde çalıştığı Fame dergisinde yazar olmak ister ancak dergiye kabul edilebilmesi için yazacağı orjinal bir fikir yoktur. Kızıl, bir gün yeni kiraladığı evindeki parkenin hafif kalkmış olduğunu fark eder ve parkeyi söker. Boşlukta kırmızı bir kutu bulur. Bu kutunun içinde bir kadın ve bir erkeğe ait fotoğraflar, günlükler ve bir CD bulunmaktadır. CD'deki videoyu izledikten sonra fotoğraflardaki kadının arkasında kalbi kırık bir adam bırakarak öldüğünü öğrenir. Adamı biraz araştırdığında ise adamın Türkiye'nin en başarılı ve zeki iş adamlarından biri olan Ateş Turan olduğunu öğrenir. Bu adam onun dergiye girmesini sağlayan orjinal fikri olur. Ateş Turan'ı tavlamaya çalışırken başına gelenleri "Erkekleri Tavlama Günlüğü" adı altında "Dört Yapraklı Yonca" mahlasıyla yazmaya başlar. Buraya kadar aslında çok güzel. Daha önce duymadığım orjinal bir fikir. Yazar da genç olunca dinamik, güldürecek bir şey ortaya çıkacağını zannediyordum ancak hayaller kurarken çıktığım bulutlardan aşağı atıldım. O kadar kötü yazılmış bir kitaptı ki anlatamam. Yazarın ilk kitabı falan olabilir ama bu kitabın basılmasına karar verilmiş. Editör, yayın yönetmeni, son okumacı, redaksiyoncu vb. yüz kişinin elinden geçiyor basılana kadar. Biri bile mi ağzını açıp bir şey söylememiş yani! "Böyle olmaz, şöyle yapacaksın." diye kimse mi desteklememiş yazarı? Yukarıya yazdığım kitabın konusu kısmı 'spoiler' gibi gelmiş olabilir hatta ben bir kitap incelemesinde bunu okusam "Kitabın tamamını anlattın zaten, daha ne olacak ki?" diye düşünürdüm. Ama alakası bile yok. Kitabın konusuyla ilgili yazdığım her şey 10 sayfada falan anlatıldı. Yazar o kadar acele etmiş ki kurguda sürekli olay üstüne olay eklemiş. Hiçbirini de doğru düzgün birbirine bağlayamamış. Öyle bir olay örgüsü kurmuş ki okurken bazı yerlerde fenalık geçirdim yani. Tesadüf üstüne tesadüf. Herkes herkese aşık. Bir anda bir yerlerden varlığından haberi olunmayan kardeşler anneler falan fışkırıyor. Westeros (GoT evreni) tarihi bu kitabın olay örgüsünden daha sade. Bir ara ciddi ciddi, "Bu kadar tesadüfün üstüne ben de şimdi aralarından biriyle kardeş çıkarım!" diye düşünmedim değil. Yılın 93. kitabını bitirdim ama bu kitap da beni bitirdi. Gerçekten iyi hissetmiyorum şu an bir antipsikotiğe falan ihtiyaç duyabilirmişim gibi geliyor. Yazarların önünü kesmek istemem ama okumayın bence. Ben şu an hala olay örgüsünü ve soy ağaçlarını anlamaya çalışırken yanan sinir hücrelerimin yasını tutuyorum.
Erkekleri Tavlama Günlüğü
Erkekleri Tavlama GünlüğüDeniz Çalışkan · Müptela Yayınları · 201590 okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.