Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

231 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın okuduğum ilk eseri. Ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum ama bu kadarı fazla sürpriz oldu. İnanın bambaşka bir yazım tarzı. Henüz ne olduğuna karar veremedim. Keza ufak bir araştırma yaptım ki bir çok kişi de benim gibi kitabın türü konusunda anlaşmaya varamamış. Kısaca biçimden bahsedeyim. Kitap 4 ana bölümden ya da yazarın belirttiği gibi 4 defterden oluşuyor. Bunlar da kendi içinde 110 alt kısımdan meydana geliyor. Dört ana başlıkta dört karakterin ağzından dinliyoruz yaşanılanları diyeceğim de kitabın sonunda bu da muamma oluyor. Ancak belli bir yere kadar dört kişinin varlığına inanmak istiyoruz çünkü beynimiz sürekli çalışır halde olayları mantıklı bir düzene sokmaya çalışıyor, yazar ile okur arasında bir köşe kapmaca misali kim kimi alt edecek diye aklın sınırlarını zorlayarak kurguyu kavrama oyununu sürdürüyoruz. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki yazarın asla bir adım ilerisinde olamıyoruz. Belki bazen ( onun istediği zaman) yanyana olabiliriz ama gelecek sayfayı öngörmek imkansız. Kitap çok katmanlı olarak adlandırılıyor. Roman? Öykü? Bilemiyorum. Ancak kısa bölümlerden oluşması isabet olmuş. Gecenin bireyde oluşturduğu baskı, korku, yalnızlık gibi derin hissiyatları okumak bir yerden sonra zor gelebilirdi. Bu şekilde kısa parçalara ayrılmış olması kolayca okunmayı sağlıyor. Kitabı okutturuyor ya da devamını getirmek adına işimizi kolaylaştırıyor diyebilirim. Farklı şekilde yazılmış olsaydı Faulkner/ Ses ve Öfke misali büyük bir 'ne oluyor ya?' içinde olmamız kaçınılmaz olurdu. Kitapta sevmediğim şey dipnotlarda yazarın sürekli şimdi ne yapmalıyım, ne yapıyoruz, ben de ne olacağını bilmiyorum tarzı 'samimi' ifadeleri.. Olmasaydı çok daha derin düşünülmüş olacağını düşündüğüm eserin mükemmelliğine gölge düşürüyor. Ancak durmamış ve devam etmiş. Cesaretlendirici ve takdir ettiğim bir durum da ortaya çıkmış açıkçası. Beni çelişkiler içinde bırakıyor Bilge Karasu. Eminim bunu da kasıtlı yaptı. Muhtevaya geçmeden önce neden kendini bu kadar yazmak zorunda hissetmiş kendi ağzından dinleyelim: 'Yazmış olmak için yazmak; eli durmamak için yazmak; söyleyeceğini kararlaştırmamış olsan da yazmak... Yazmak gerek. Bu kitabın bitmesi gerek. Birtakım insanlar, cezalandırılmak için yakalandığı gibi cezalandırılmak istenen bir dükkanın camlığından içeri hızla fırlatılıyorsa, kırılan camların yağmur gibi dökülen parçaları içinde kanlı, onarılamayacak ölçüde hırpalanmış bir taş bebek kımıltısızlığı içinde inleyen adamlar görmek gelip geçenlerin tüylerini ürpertmekle kalıyorsa, kendisinden hoşlanılmayan İnsanlar otuz otuzbeş metre yüksekteki pencerelerden sokağa fırlatılıyorsa, bu kitabı bitirmeli. Kimin okuyacağını düşünmeden. Ya da, düşünerek.' (Sf: 162-163) İçeriğe girdik. Kitap boyunca 'gece işçileri' diye adlandırılan kişilerin yaptığı korkunç faili meçhul cinayetleri, saldırıları, mimlemeleri göreceğiz. İmgeler çokça kullanılmış. 70 - 80 li yılların Türkiyesi'nde yaşanan gerilimin, demokrasinin yerine totaliter bir rejimin getirdiği tek tipleşme, baskılar ve bunun uygulama sahası olan kolluk kuvvetleri.. *GÜN-DÜZ-CÜ iseniz sakın hava karardıktan sonra sokağa çıkmayınız. Farklı bir söylemde bulunursanız bir sabah cesediniz kaldırımda bulunabilir. Kumpas kurulur, ailenizle tehdit edilirsiniz; sopalarla, kamalarla, kamçılarla ağır yaralanır, susturulursunuz. Ne kadar tanıdık değil mi? İsterlerse sizi kahraman isterlerse bir anda vatan haini ilan edebilirler. Her zaman sizi takip edebilir, tesadüf sandığınız her şey büyük bir planın parçası olabilir. Onların istediği gibi olmalısınız. Farklılığa tahammül yok. Burada farklı bir ses yok olacaktır. Gece tehlikelidir. Gece sizi uzak bir yolculuğa götürür geri dönmemecesine.. 'İstedikleri, herkesi bastırmaktı.' (Sf:195) Basit bir kitap değil. Diline ilk sayfalardan hazır olmadığınızı hissederseniz başka bir zaman deneyin. Ancak mutlaka bir gün aynılıkları bırakın ve Bilge Karasu'ya, bu özgün sanatçıya bir göz kırpın. Ben kitabı sevdim. Sadece geceleri okudum. Geceye yakışır bir son olsun diye bir de gece gece inceleme yaptım. 'Gecelerimin uykusu hiçbir zaman sarıcı olamıyor. Uyumak istiyorum, uykudan ürküyorum.' (Sf:219) Geceleriniz huzurlu olsun. Gece dışarı çıkarken dikkatli olmayı unutmayın. Sevgiyle kalın :)
Gece
GeceBilge Karasu · Metis Yayınları · 20202,151 okunma
··
189 görüntüleme
Yüceyurt okurunun profil resmi
İncelemen ürküttü hafiften 😄 Kitabı da merak ettirdi. Sırası geldiğinde bakacağım sanırım.
Selman Ç. okurunun profil resmi
Çok sevgili
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
muzla beraber okuduğumuz kitap ve buluşma haberimiz #27220792 Dipnotlar konusuna da değinilmişti buluşmada ve ben yazarın anlaşılamama korkusu olduğu için yaptığını düşünmüştüm. Zaman zaman ben de yaparım konuşurken, yazışırken açıklama durumunu. Korku değil ama anlatmak istediğini tam anlatamadığını hissedersin ve açıklama yaparsın bu. Kapalı yazıyor zaten yazar. Gecenin korkusu ile yaptı belki de ama bilinçli bir şey zaten belli oluyor. Bu (
Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir
Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir
) kitap yazarı tanıma adına faydalı olacaktır. Yazmak ve yenilikle ilgili de şu alıntıyı bırakayım #26886744
CEYLAN okurunun profil resmi
Bu kitap tartışılmak için yazılmış. İyi bir seçim. Dinlemek isterdim. :) Teşekkürler Selman.
4 sonraki yanıtı göster
Mehmet D. okurunun profil resmi
Ben de önce Ses ve Öfke ile "aynılıkları bırakacam". Güzel sözdü. 😊
CEYLAN okurunun profil resmi
:) o kitap beyin yakıyor önce, sonra aşırı iyi geliyor. Okumak budur diyorsun.
2 sonraki yanıtı göster
Berkecan okurunun profil resmi
İlk defa duydum, içeriği tam benlikmiş. Harika inceleme için teşekkürler :)
CEYLAN okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.