Sigaraya başladım, sonra nargileye, az ama ikisi de. Duman özlemi var bende, siz bilmezsiniz. Duman dinliyorum bu ara yine, tatlı tatlı söylüyor, “Sor bana pişman mıyım?” değilim.
Yürümeye başladım, spor sayılabilecek hareketlere de üstelik. Yeşil alanlarda zaman geçiriyorum, turistler gibi ağzı açık garip bir gülümsemeyle bakıyorum çimenlere, kedilere ve köpeklere.
Dağlara düşüyor yolum bazen, seviniyorum, bu iyi diyorum.
Hobilerimi sorsa birileri, “kitaplara inceleme yazmak” diyemem elbette ama siz yabancı değilsiniz, içimi dökebilirim. İnceleme yazarken var olmanın dayanılmaz hafifliği geliyor üzerim(iz)e. Utanmayın,seviyoruz işte okumayı ve yazmayı, eğleniyoruz hatta, mutlu muyuz yoksa? Bilmiyorum.
Yalnızlığımı büyütüyorum çokça bir de, çok alışmışız birbirimize, Dosto’nun Yeraltı kahramanı gibi çelişkili bir hüzün kaplıyor içimi ve dışımı. İkiyüzlüdür insan diyorum, olmayan var mı? Dünya benim etrafımda dönmüyorsa kimin etrafında dönüyor? Bilmiyorum.
Gerçek zannettiklerinin birer yanılgı olduğunu anladığında, başından bildiğin yanılgıları da gerçek kabul etmek gayet makul geliyor. Tökezlemenin tadını çıkarmak diye bir şey var yani. Uçurumun kenarında hayalperestçilik oynamak diye bir şey de var ayrıca. Biliyor muyuz?
Duman diyorum iyi ki var, “Seni kendime sakladım/Hepsini ben hesapladım” Eski kafalı ve tembel olmak zor mesele diyorum, modern hayat çok bilinmeyenli bir denklem gibi her an sürprizlerle doluyken, dönüp dolaşıp aynı sıradanlıkta ısrar etmek çok demode. Adam olur muyum? Bilmiyorum.
Bıçkın bir delikanlıdır ruhum, ergendir. Duman söylüyor, “ Ah kimin için atıyor bu yürek” Bir gün bir dizide izlemiştim, adam şöyle demişti, “ Üç şey gizlenemez: Aşk, duman,parasızlık” Haklıydı belki de, kim bilebilir ?
Başlamak bana göre değil diyorum, plansızım. Bir “son çıkış” arayışım olduğu doğrudur ama her şeye rağmen. Duman işte daha ne söylesin, “Sıraya dizdin bizi zaman/Giderek üzdün bizi zaman” Tükeniyor muyuz yoksa? Bilmek istemiyorum.
Asıl söylemek istediklerim bunlar değil elbette. Sıra gelir mi bir gün, içimizdeki gerçek bize? Biz diyorum yani, bizim gibiler hep kaçamaktır. Dolaylıdır sözleri, yarımdır hevesleri, dertlidir bakışları,gariptir algıları,arkadaşıdır kitapları,hüzünlüdür bütün duyguları. Bir gün değişir mi her şey? Bilmiyorum, bilmek istiyorum..