#amokkoşucusu #bitmeyenyollar #stefanzewig Ağrı’da yaşanan kötü hava koşulları nedeniyle cumartesi günümün heba olmasına göz yumamadım. Hem yorgunluk hem uykusuzluk hem de sinir strese rağmen 60 sayfalık kısacık ama etkileyici olan bu eseri bitirdim ama ben kitabı bitirdiğimde yol hala bitmemişti. Neyse ben önce Amok Koşusu ne demek bunun bi açıklamasını yapayım gerçi kitabın içeriğinde de mevcut ama olsun; Amok (gözü kara, hiddetle saldıran ve öldüren) Malezya kültüründe katletmeye yönelik çılgınlık durumunu tanımlar. Cinnet halinde olma, sonuçlarını hesap edemeden şiddet kullanma durumudur. Ama kitabın içeriği ile başlık çok ilginç bir yerden birbirine bağlantılı öyle ki bir süre kitabın adı niye Amok Koşucusu diye düşündüm durdum. Lakin bilirsiniz Zwing garip bir yazar yine yapmış yapacağını. Kitabın konusu ise; kahramanımız bu kez bir doktor Hollanda’nın Doğu Hint Adalarında görev yapmaktadır. Kendisine yardım etmesi için gelen çok zengin, mağrur ve hesapçı kadını geri çevirir. Çünkü kadının tavrı karşısında öfkeye düşmüş ve gururuna yenilerek kadının yardım talebini geri çevirmiştir. Ancak; kendisi bir doktordur ve ortada bir insan hayatı söz konusudur. Pişman olmuştur ve kadına yardım etmek için saplantılı bir şekilde kadının peşine düşer. İşte burda yazar kendini “Amok Koşucusuna” benzetir. Saplantılı ya da şartlanmış bir düşünce ve bu saplantının getirdiği psikoloji, altmış sayfa içinde samimi ve gözlemlenebilir bir şekilde anlatılmış. Zweig’in insan psikolojisi üzerine gözlemleri ise eseri, tıpkı diğerleri gibi zenginleştirmiş. Biliyorsunuzdur Zewig intihar etmiştir. Bu kitapta da sanki intihara meyilli bir insan psikolojisi söz konusudur. Zewig’in bugün hala nasıl bu denli okunabildiğini eserlerini, öykülerini okudukça daha iyi anlıyorum. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Amok KoşucusuStefan Zweig · Can Yayınları · 2017112,4bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hatice Yazan