Değerli Üstadım, alıntılarla başlayıp finalde yaptığınız yorumla bir kitabın tüm aşamalarını paylaştınız ya bizle, işte ben bunun için sarf ettiğiniz emeğe çok saygı duyuyorum. Bir iki yerde cürmüm kadar eleştirim oldu, isterim ki, sanılmasın ki ben sevmem FE'yü!!! Haşa, bir öykü aşığı olarak bu öykü kralını çok severim ben. Romanla ilgili üç beş eleştrim oldu her daim. Bu, öykülerinde bulduğum lezzeti aramamdandı. Gelelim şimdi romana.
Hakkari'de Bir Mevsim, filmini ağlayarak izledi benim kuşağım. İTÜ'deydim o zaman. Filme topluca gittik. Erden Kıral'ın en kral filmiydi. Rahmetli Onat Kutlar yazmış senaryosunu. Siz İshak'ı bilir misiniz? Benim sıkı dostumdu İshak. Onat Kutlar'ı kalleşçe öldürdüler bir otel lobisinde. Bombayla. 20 yıl yalan yazıldı. Katilleri dost, masumlar katil olarak işlendi. Neyse, konumuz bu değil.
Nice ödülleri aldı film. Benim gururumsa, filme çekilmeden okumuşluktan kaynaklanıyordu.
Yıllar geçti, İstanbul 30. kitap fuarına geldim. Ertuğrul Günay açtı fuarı. Mısır'la ilgili bir şeyler vardı ya, vallahi hatırlamıyorum. Bunu nereden hatırlıyorum biliyor musunuz? Keşke, diye düşünmüştüm, Necip Mahfuz ölmeden yapsalardı bu boku. Çünkü sene 2011'di, Necip Mahfuz yoktu, ölmüştü.
Sonra öğrendim ki Ferit Edgü onur konuğu. 12 Kasım 2011'di. Aksini çok zorladı ama elini öptüm. Terledi adamcağız öptürmeyeceğim, diye. "Bir Gemide" kitabını imzalattım. Ne F ne E, hatta, bilir misiniz bilmem ilk ismini, İsmail'le alakasız bir imza attı. M harfi yazıp, sonuna nokta koydu gibi. Acayip bir imza. Ha, unutmadan, abi, dedim, yarın bu fukaranın d.günü, tarih de yarınmış gibi olsun. 13 Kasım 2011 yazdı. Sonra da, belli ki üstünde çalışmış, Hepimizin üzerinde olduğu "Bir Gemide" diye imzaladı.
Ömrünüze bereket üstadım. Kaleminiz de yüreğiniz de sağ olsun, var olsun.