İmparatorluklar çağından Ulus-devletler çağına geçişin hazin bir öyküsü bence bu kitap. İnsanların ulusal aidiyetlerine göre konumlanması gerekliliğinin yerinden yurdundan ettiği Anadolu'dan gitmek zorunda kalan bir Rum'un dilinden tüm yerinden yurdundan yurdundan göçmek zorunda kalan insanların acı dolu öyküsü. Bunu Habsburg'ların bakiyesinde, Osmanlı'nın bakiyesinde ve nihayet Sovyet toprakların acı şekilde görebiliriz.