Bir solukta bitirdiğim bir Alper Canıgüz kitabı daha. Basit cümlelerle, olayı dallandırıp budaklandırmadan, çetrefilsiz bir şekilde karakterimizin başına gelen her şeyi tek seferde aktarıyor bize Alper Canıgüz. Ve yazarımızın en sevmediğim, aynı zamanda en sevdiğim yönü de bu galiba.
Kitabın hikayesi her ne kadar eğlenceli olsa da tıkanışlarla doluydu, işte şimdi sıçtı dedikçe eğlendirmeye devam etti. Sonlara doğru iyice sıçtı dedim, son üç sayfasıyla beni yerle bir etti. Özellikle Fezai beyden gelen "Deus Ex Machine" başlıklı mektup beni duygulandırdı.
Ben sonunu anlayabilmiş değilim kitabın. Ama anlamak da istemem açıkçası. Böyle iyi. Aferin. Güzeldi. Eğlendim.