Kader meselesine kafa yormayanımız yoktur. Evvela dini literatür içinde yer bulduğundan kader meselesiyle ilgili ilk düşünüşlerim din okumalarıyla başlamıştı yıllar önce: Cüzi iradenin sınırları nerede başlayıp biter? İnsanoğlunun ‘yapabilirliği’ndeki ilahsal izler nerelere götürür onu; yaratılmıştıktan gelen izler nerede ayağına takılır? İnsanın