Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

87 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bahçe
Marguerite Duras'ın Bahçe adlı romanı ile iki kişinin iç dünyasına yolculuğa çıkıyoruz. Kişilerin geçmişleri hakkında pek bilgi anlatılmaz. Sadece o anda gelişen durum neticesinde geçmiş, bugün ve yarına dair düşünceler aktarılır. Bir bahçede kesişen iki hayatın kendilerini anlamlandırma diyalogları eşliğinde, yalnızlık kuşağını takmış genç bir kız ile bir yere bağlı olmadan yalnızca valiziyle yaşayan bir adamın hikayesini okuyoruz. Romandaki iki karakter, bir bahçede (şu an ki dile göre park denilebilir.) gerçek hayattan kesitler eşliğinde (umut, umutsuzluk, ev, evsizlik, evlilik, yalnızlık, beraber yaşama gibi) çeşitli düşüncelerini dillendirirler. Genç kız (matmazel), bahçenin bir bankında tesadüfi bir şekilde elinde valizi olan bir adamla tanışır. Onu ve hayatını tanımak ister. Adam kendini tanıttıktan sonra genç kızın, "Sürekli dolaşıyor musunuz?", "Karnınızı doyurabiliyor musunuz? ", "Nerede kalıyorsunuz?" , "Nereye kadar bu şekilde dolaşacaksınız" soruları eşliğinde hayata dair konuşmalar başlar. Adam hayatını bir valize sığdırıp her yere onunla gidip, sattığı şeyler doğrultusunda yemek yiyip, otel de konakladığını anlatırken; genç kız da mutsuzluğuna dem vurur. Adam da genç kıza şunu sorar: Hayattan istediklerin neler? Genç kız ise, evlenmek istediğinden bahseder. Peki, sonra ne istiyorsun dediğinde ise, evin içinde olacak bir fırın ve buzdolabından bahseder. Adam tek valiz ve bir şeye sahip olmadan hayatını yaşamaya çalışırken, genç kız ise bir şeye sahip olma arzusu ile yanıp tutuşur. Hayatında değişiklik yapmak isteyen genç kızla, hayatında değişiklik yapmak istemeyen ve yaşadığı hayatı savunan bir adamın duygu dünyalarına konuk olacağız. Bugün bunu alayım, yarın şunu, diğer günde başka bir şeyi. Sonu olmayan bir döngüdür yaşam. Adam azla yetineyim derken, genç kız sahip olamadığı (evlilik, ev ve içindeki eşyalar) şeylere duyduğu arzu ile konuşur. Bir tarafta 'belki, bilemiyorum…' diyen kişiyle; 'ben istiyorum, benim olsun…' diyen kişi arasında yaşanan duygu çatışmasını görüyoruz. İç dünyalarında yaşanan, gizlenen, reddedilen, görmezden gelinen çeşitli duyguların yabancı birisine aktarılması, dillendirilmesi, bedenlenmesi de diyebiliriz. Anlatıcı, diyaloglar ile konuyu anlatmış. Arada kısa geçişler sağlamış. Bu kitabı şöyle de düşünebiliriz: Bir bankta birbirini tanımayan, tesadüf karşılaşan iki kişinin konuşmaları. Karşılarında bir kamera var ve sabit kamera açısıyla tek bir noktada bu iki kişinin diyaloglarına konuk oluyoruz. Efekt havanın o anki durumu. Sahne tek. Oyuncular: Valiziyle bahçede dinlenen bir adam; genç bir kız ve geçişlerde varlığından haberdar olunan bir çocuk. Sanatsal anlatımlar, laf cambazlıkları, süslü ifadeler bulunmaz. Gerçek hayatın gerçek kurgusu ile yaşanmış ve yaşanacakların bir arada verildiği sıkmayan, kasmayan ve keyif de alınabilecek bir kitap. Bir valize hayatını sığdıran bir adamla, evlilik hayalleri kuran genç bir kızın, parkta (bahçede) bir bankta tesadüfi karşılaşmaları ile başlayan hem kendilerini hem de dış dünyayı sorgulamayı sağlayan diyaloglarını okuyoruz. Ezcümle: Küçük boyutu; akıcı anlatım ve ona eşlik eden tercüme ile bir iç yolculuğa çıkıyorsunuz. Tavsiye ederim.
Bahçe
BahçeMarguerite Duras · Can Yayınları · 199584 okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.