Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

480 syf.
9/10 puan verdi
Siyasal, toplumsal, dinsel sorunları işleyen bir roman diyebiliriz. Fakir kenar mahalleler, zengin konaklar ve saray çevresi romanda yer alır. Kitap iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda devrimciler ile ilgili olayların gelişmesi ve devrimcilerin sürgüne gönderilmesi, ikinci kısımda ise Rabia ile Peregrini’nin ilişkisi ve evliliği yer almaktadır. Ahmet Hamdi Tanpınar: “Kitabın asıl güzel ve büyük tarafı, yerli olması, bize ait şeylerle dolu olması ve cemiyet hayatımızın çok mühim dönüm yerinde, ondan kesilmiş bir nokta gibi canlı, belirgin ve türlü içten gelmeyenlerden uzak bir aynası olmasıdır” diyor. Sinekli Bakkal Mahallesi gelenekleri ve insancıl değerleri sürdüren halk sınıfını, Zaptiye Nazırı Paşa’nın oğlu ve arkadaşları devrimci aydınları, saray çevresi ise yozlaşmış yönetici sınıfını temsil ediyor. Yazar, devrimci görüşleri dile getirirken; “Devletimizin sıhhatini muvazenesini bozacak her kuvvetin kafasını ezeceğiz” düşüncesini Saray nasıl halkı eziyorsa, yerine gelmek isteyenler de aynı şeyi yapacaklar tezi ile devrimcilere sıcak bakmamakta, ayrıca devrimcileri Avrupa’ya hayran, doğu uygarlığını toptan reddeden kişiler olmaları ve ilerici her harekete dinin engel olduğunu inandıklarını göstererek onaylamamaktadır. Yazar şiddete karşı görüşlerini, Hilmi karakteri aracılığıyla şöyle aktarmaktadır: “İçinde her zamandan ziyade şiddete, cebre, zulme, ıstırap veren her şeye karşı bir isyan, bir öfke duyuyordu. Şimdi bile bu çirkin şeyler – bir zulüm abidesi yıkmak için dahi kullanılsa- gene zararlı, gene nefret edilecek şeylerdi. Dünya ona çirkin bir boğuşma meydanı gibi geldi. Padişaha, hükümete isyan edenler, ihtilal yapmak isteyenler, hepsi aynı çirkin hamurdan yoğrulmuş insanlar ve teşekküllerdi, yalnız fert masum, yalnız fert zavallı ve bazen de iyi idi…” Romanda yine belli kesimin alafranga hayranlığına da değinilmektedir. Avrupa’dan gelen her fikir yüzde yüz doğrudur anlayışıyla Fransız mürebbiyelerin elinde yetiştirilen, Türkçe okutmaya bile gerek duyulmayan kızlar, babaları gibi her şeye dudak bükerler. Berna Moran “ Sinekli Bakkal iyi başlayan ama bir şeyler kanıtlamak kaygısının romancılık kaygısına üstün geldiği yerde başarısını yitiren romanlarımızdandır” demiştir. Özetle romanın birinci kısmı ikinci kısmına göre çok daha iyiydi, birinci kısımda yaşananlar daha akıcı bir şekilde kitabın okunmasını sağlıyordu. Yazar o günün yaşananlarını okura aktarırken, ezilen halkı göstermiş, Saray tarafından yapışan yanlışları, devrimciler tarafından yapılan yanlışları özellikle şiddet içeren durumları, meşrutiyetten sonra makam ve mevki sahibi olan ahlaksız ye yeteneksiz kişilikleri gözler önüne sermiştir. İki tarafa karşı çıkarken çözümün adresini göstermemiş lakin tasavvuf yolu ile bireysel huzurun her şeyi çözebileceğini ifade etmiştir. (Bence)
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,5bin okunma
··
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.