Yine bir Vasconcelos kitabı ve yine mükemmel bir eser. ‘Şeker Portakalı’ okunduktan sonra yazarı bırakan bir okur olarak pişmanım. Keşke hemen ardından okusaydım bu içimi ısıtan hikayeyi. Klasik bir Vasconcelos kitabı içinde türlü türlü hikayelerle sizi saran; sevgi, tutku, huzur, mutluluk, umut, güzellik, bitkiler, doğa, nehir, ağaçlar, hayvanlar… daha saymakla bitmeyecek kadar temayı birleştiren bir kitaptı. Ne desem az, bir kayık için ağlayacağımı hiç düşünmemiştim. Güzel planlanmış, etkileyici sonlara bayılırım. Kitabı belki de bu yüzden çok çok sevdim. Sonu da geri kalanı gibi mükemmeldi. Birçok alıntı vardı hoşuma giden ama en güzeli kesinlikle buydu:
“Sen mi delisin? Ağaçları anladığın, nesnelerle konuştuğun için mi? Ne sersemlik! Asıl deli Tanrının şiirini yitiren, yüreklerini katılaştıran ve artık birbirlerini bile anlamaktan yoksun olan öbür insanlardır, onlardır deli olan…”