Diderot'u ilk defa okuyan biri olarak, tarzını sevdiğimi söylemeliyim. Sohbet havasında, karşılıklı konuşmalarla yazdığı eserde ahlaktan, faziletten, onurdan, yoksulluktan, müzikten vs. kısa kısa ama öz bilgiler sunmuş.
Bir filozofla, bir sanatçının yiğeni arasında geçiyor konuşma...
İnsanlara şaklabanlık yaparak geçimini sağlayan bu yiğen, bilme eylemini ortaya koyduğunda (akıllı davrandığında), yaltaklandığı kişiler tarafından "bize akıllı adam lazım değil" denilerek, bulunduğu çevreden uzaklaştırılmış. Deli gözüyle bakılan adamın içinde ne cevherler olduğunu hayretle, düşüncelerini merak ederek, ağzınız açık okurken "harâbat ehlini hor görme şakir, defineye malik viraneler var" diyeceksiniz.
Okumanızı tavsiye ederekten;
Keyifli okumalar...