Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

552 syf.
7/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Ben, Okur;
Okumaktan nasibini alamamış kız kardeşimin proje ödevi olan bu kitaba başlama mesuliyetini istemeyerek de olsa aldığımda ona iyilik mi yoksa kötülük mü etiğimi bilmiyordum. Kendim için de daha önce Orhan Pamuk'un herhangi bir kitabını okumadığımdan tedirgindim, çünkü bu modern Türk klasiği edebiyatına ait kitabın; ağır dilli, eski dönemlerde geçen, Orhan Pamuk'un "benim en renkli ve en iyimser romanım" dediği fakat benim için pek de öyle olmayan okurken çok zorlandığım, çok sıkıldığım, biter misin artık diye sorular yönelttiğim bir kitap oldu ve kitaba hissettiğim bu duyguların kesinlikle kitabın bir eksikliğinden değil de benim seçme kitaplarımdan çok farklı olduğundan kaynaklandığının farkına vardım. Ben daha çok fantastik veya bilimkurgu veya daha hafif dilli edebiyat ürünlerine kendimi verdiğimden bu biraz fazla geldi belki ilerde tekrardan okuduğumda bu incelemeyi okur ve her günün insanın dünya görüşünü ve hobisini, zevklerini değiştiren bir etken olduğunu fark ederim ve şimdiden öyle olacağını biliyorum. Zaten kitaba başlamadan geçen araştırma süresince okuduğum yapılan inceleme ve yorumlarda da dilin ağır olduğunu, pek de ilgi alanıma girmeyen tarihi bilgilerle donatılmış olduğunu herhangi birinin okumakta zorlanabileceği gibi şeyler yazıyordu ve ben Orhan Pamuk ile ilk tanışma eseri olarak bunu seçtiğimden tam da okuduklarım gibi oldu ama işte abla yüreği... Başlarken sararsa devam ederim olmazsa bırakırım fikriyle girdiğimden ilk cümlesi tarafından fethedildim. " ŞİMDİ BİR ÖLÜYÜM BEN, BİR CESET, BİR KUYUNUN DİBİNDE." İşte böylece anladım ki beni ağır ama bir o kadar da heyecanlı bir polisiye kitabı bekliyor böylece devam ettim, başladığım işi bitireyim dedim. 21 karakterin, hepsini ayrı ayrı kendi dillerinden, okumak ki - üslup bir hata idi- yazması kadar zor oldu sizi temin ederim. At'ı kendi dilinden, Ölüm'ü kendi dilinden, Şeytan'ı, Kadın'ı, Ağaç'ı, Köpek'i, Katil'i, Ölü'yü ve hepsini kendi dilinden, kendi iç dünyasından okurken her birinin üslubunu tanımıştım ki artık 59 bölümlük bir kitabın herhangi bir kısmını açıp okuduğumda kimin olduğunu, o anda kimi dinlediğimi az çok çıkarabiliyordum. İstanbul doğumlu yazarımız Orhan Pamuk için, okumak ve yazmak dahil olmak üzere her işin bir zorluğu var mesela bunlardan biri de nakkaş... Nakışın getirdiği zorluklardan daha çok nakkaşlığın getirdiği zorluklar var.. Birbirini küçüklüğünden beri tanıdıkları halde kötülüğünü isteyen, kıskanan, öldüren, kibrinden herkesi küçük gören bu çeşit çeşit nakkaşa yer ayıran bu kitapta; yapıların ve duvarlaın süslemesinden sorumlu bu ustaların, dilinden Allah kelimesini düşürmedikleri kadar Allah'ın yasakladığı çoğu şeyi de elini kolunu sallaya sallaya yapıyorlar oluşu ile bu ikili karakterleri konu alıyor işte Benim Adım Kırmızı. Zetin, Kelebek ve Leylek. Kitabın gerçek karakterleri. Yakın arkadaşlarından Zarif'in esrarengiz ölümünden mesul tutulan insanlar- nakkaşlar. Polisiye kitabı okumanın verdiği heyecandan olsa gerek kitabımın araları hep kağıtlar ile doluydu bol bol karakterler hakkında not alıp KATİL DİYECEKLER BANA kısmındaki cümlelerle kıyaslamak için. Gerçekten sağ gösterip soldan vurmak bu olsa gerekti hep masum, namuslu bir adamı suçladım kitap boyunca - son kısımlara kadar. Bu üçlünün en fazla AT resmederken sonda kullandıkları cümleleri ile aşk yaşadım kitabın en anlamlı kısımlarıydı bana göre. At resmedilmesi istenen bu üçlüden Zeytin atı resmedikten sonra "HARİKA BİR AT ÇİZERKEN O HARİKA AT OLURUM BEN." sözü, yine Kelebek'in "HARİKA BİR AT RESMİ NAKŞEDERKEN HARİKA BİR AT RESMİ NAKŞEDEN BAŞKA BİRİ OLURUM BEN." sözü ve Leylek'in "HARİKA BİR AT RESMİ ÇİZERKEN ANCAK KENDİM OLABİLİRİM BEN." sözü katili bulma yolunda büyük bir ipucu idi yani en azından benim için öyle oldu. Kitanın okuduğum 8. baskısının sonunda yazarın sonsözü ve sanat-tarih krnolojisi bulunması belki işin meraklıları için anlamlı olabilir ama dürüst olmak gerekirse ben orayı okumadan kitabı sonlandırdım. Kitabın ön kapağında bir nakkaş nakış yapıyor arka kapağında ise Firdevsi'nin Şehname'sini süslemek için Şah Tahmasp tarafından yaptırılmış bir adam ile bir kadının minyatürü var. İncelememi kitaba başlarken endişelendiğim sorunun cevabı ile sonlandırmak istiyorum ve kesinlikle kardeşimin yerine okumakta iyi yapmışım! Benim şahsi fikrim olarak lise 3 öğrencisi için ağır olan bu kitabın okunmasını beklemek zaten ayrı saçmalık birde işin içine bu kişinin doğru düzgün okumadığını da katarsak. İyi ki ben okumuşum ve yıllar sonra şuan ki fikrimce otuzlu yaşlarımda tekrar okuyacağım bu kitapta bakalım o vakit hangi duygular ile dolacağım.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
·
134 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Bu kitabı okurken ben de sizinle aynı şeyleri hissetmistim. Kitap bir an önce bitsin istemiştim :)) Tarihi severim ancak bu kitap beni çok içine alamamisti.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.