Leylâ ve Mecnûn.. en güzeli buldular, en doğruyu buldular.
Onlar faniî ile hakîkati buldular. Mecnûn Leylâ'yı seviyordu elbet. Ancak onun aşkıyla yanıp tutuşurken tek başına, asıl aşkın Allah olduğunu fark etti. Ona çöllerde dolaştığı için mecnûn dediler o adı yaptı. Çöller.. çöller onun dostuydu, kendini dinliyordu çölde, Allah'ı dinliyordu çölde. Bir gün imkân bulmuş olsa bile Leylâ ile mesut olmaya. O artık Leylâ idi, o artık mecnûn idi. Deli olmamasının yanısıra en büyük deliydi Mecnûn. Aklını Allah ile kaybetmişti. En güzel delilik bu olsa gerekti..
Ve mecnûn olan kişi hemdert birini bulmuştu, onun hemderti çöllerdi. Onun hemderti kalbindeki Leylâ, ruhundaki Allah idi.
..
Nusret Özcan'ın anlatımıyla olan Leylâ ile Mecnûn kesinlikle okumaya değer. Gerek anlatımı, gerek betimlemesi, gerekse şiirsel dili ile beni kitaba hayran bıraktı. Eğer münasip bir zaman bulursanız okumanız şiddetle tavsiye edilir.