Hiçbir ismim yoktu. Bugün, dünkü ismime ait hiçbir anım olmadığı gibi, yarın da bugünkü ismime ait hiçbir anım olmayacaktı. Eğer isim bir şey ise; eğer isim, bizim dışımızda bize verilmiş tüm şeylerin bizde biçim bulduğu kavram ise; ve eğer ismin olmadığı yerde herhangi bir kavram da şekillenemiyor ve ismi olmayan nesne içimizde âdeta kör, belirsiz ve tanımsız kalıyorsa; öyleyse, mahkeme salonundaki insanların karşısında taşıdığım ismim, onların gözünde sahip olduğum dış görüntümün alnına bir mezar taşı yazısı gibi kazınsın ve sonra onu rahat bıraksınlar, bir daha da kimse hakkında konuşmasın.