Kendimiz olabilmek için kendimize sahip olmalıyız, hayat hikâyemize sahip çıkmalı, onu kaybettiğimizde yeniden edinmeliyiz. Kendimizi "hatırlayarak", kendi içsel hikâyemizi, anlatımımızı yeniden derlemeliyiz. Kişinin kimliğini ve benliğini koruyabilmesi için böyle bir anlatıya, süreklilik gösteren bir içsel anlatıya ihtiyacı vardır.